Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


BİZİM DE MECLİS´TE GRUBUMUZ VAR



Önceki haftaki yazımda, Fatih Anadolu Lisesi ile 18 Ekimde yaptığımız Ankara gezisi izlenimlerine yer vermiştim. Şimdi gezimize kaldığımız yerden devam edelim.

Anıtkabir´i gezdikten sonra Ankara Üniversitesi´nin Tandoğan´daki rektörlük binasına geldik. Halkla İlişkiler Sorumlusu Deniz ÖZULU, bizi rektörlük binasının kapısında karşıladı ve 100. Yıl Salonuna aldı. Burada bize Ankara Üniversitesi´ni tanıttı.

?Ankara Üniversitesi, bir şehir üniversitesi? demişti. Ben bunun, bulunduğu şehrin adını taşımasından kaynaklandığını sanıyordum, yanılmışım. Meğer fakültelerinin ve bazı birimlerinin şehrin her tarafına yayılmış olmasından ileri geliyormuş.

Üniversitenin temeli, mevcut fakültelerle birleştirilerek Atatürk tarafından atılmış ve 1946´da resmen Atatürk Üniversitesi adını almış. Deniz Hanım, ?Öğretim elemanları, öğrenciler ve diğer çalışanlarla birlikte 80 bin kişilik bir nüfusa sahibiz? dedi. Bu haliyle üniversite, birçok ilin (Bayburt: 66.230, Bitlis: 70.160, Şırnak:46.100) merkez nüfusundan daha fazla.


Üniversitenin bahçesinde bulunan fakülteleri dışarıdan gezerek gördükten sonra TBMM´nin yolunu tuttuk. Samsun Milletvekili Fuat Köktaş´ın sekreteri Özlem Hanım, ?Vekilimizin, Orman Bakanı ile bir görüşmesi çıktı. Saat 12.00´de de gelebilirsiniz? demişti ama biz 11.35´de Meclis´in güvenlik kapısına gelmiştik. İyi ki erken gelmişiz. Çünkü kimlik kontrolleri hayli zaman aldı. Kimlik bilgilerimizi bir hafta önceden göndermemize ve isimlerimiz genel ekranda görülmesine rağmen bizi bir türlü içeri almadılar.


Öğrenciler işlemin bu kadar uzun sürmesinden sıkıldılar. Hatta ?Buraya niçin geldik?? diyenler bile oldu. Fakat ben, içeri girince nelerle karşılaşacaklarını bilmediklerinden, böyle düşünmelerini normal karşılayarak onların sitemlerine katlandım. Meclis´e girince bu olumsuz düşüncelerinin dağılacağına inanıyordum. Nitekim öyle de oldu.


Öğrenciler iki milletvekili ile yüz yüze görüşüp sohbet ettikten, misafir locasından da olsa TBMM Genel Kurul Salonunu gördükten ve Meclis lokantasında masalara oturduktan sonra düşünceleri değişti. Biraz önce güvenlik birimindeki işlemlerden sıkılan öğrencilerden Şule Yüksel, ?Böyle olacağını tahmin etmiyordum. Artık kimse bu gezi hakkında olumsuz bir şey söyleyemez? dedi.


Bizi güvenlikten sekreter Özlem Hanım aldı. Meclis´in bahçesinde bir süre yürüdükten sonra milletvekilimiz Fuat Köktaş ile buluşturdu. Toplu fotoğraf çekiminden sonra ziyaretçi kabul salonuna geçtik. Burada bizi bir sürpriz bekliyordu.


Daha önce Samsun milletvekillerinden Orhan Kırcalı da Meclis´te bizimle beraber olacağını söylemişti. Ancak biz Ankara Üniversitesi´ndeyken telefon etmiş ve Bafra´daki şehit cenazesine katılması gerektiğinden bizimle buluşamayacağını söylemişti. Biz ?Bir vekilimizle tanışmaktan mahrum kalacağız? derken fazlası ile karşılaştık. Önceki dönem hükümetin Sağlık Bakanı Ahmet Demircan da oradaydı. Fuat Bey´in ricasını kırmamış ve bizimle beraber olmayı kabul etmiş. Biz de bu buluşmadan mutlu olduk.


Milletvekilleri bizi hoşladı ve öğrencilerle hasbıhal etti. Güzel şeyler söylediler. Fuat Köktaş, ?Hepiniz pırıl pırıl geçlersiniz ve bu makamlara adaysınız. Ancak öncelikle ?Ben iyi bir insan olmak istiyorum. Ben insanlara faydalı olmak istiyorum? demelisiniz? derken, Ahmet Demircan da, ?İnsan sosyal bir varlıktır. Aynı zamanda ´eşref-i mahlûkat´tır. Ancak insan toplumda istediği her hareketi yapamaz. İşte toplumun huzuru ve güvenliği için gerekli düzenlemelerin yapıldığı yer burasıdır; TBMM´dir? dedi.


Sonra, proğramı olduğunu ifade ile Ahmet Demircan bizden ayrıldı. Bundan sonra Meclis´i bize Futa Köktaş gezdirdi. Önce 15 Temmuzda FETÖ teröristlerince bombalanan ve ibret olması için onarılmayan yıkık tavanı ve parçalanmış direkleri gördük. Sonra, misafir locasından da olsa genel kurul salonuna girerek yukarıdan vekillerimizin oturduğu kırmızı koltukları seyrettik. Böylece 28 öğrenci ve 2 öğretmenden oluşan 30 kişilik ekibimizle biz de Meclis´te bir grup(!) kurmuş olduk.


Bizden geçti ama acaba öğrencilerimizden bazıları, ileride bu koltuklarda oturmaya şimdiden niyet etmişler midir, diye düşündüm.


Gazetede bize ayrılan bölüm bitti ama gezimiz bitmedi. Gezinin bundan sonrası için gelecek haftalarda buluşmak dileğiyle; iyi haftalar.