Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Bodrum´dan Yoğunoluk´a


Yaz geldi, insanımız tatil beldelerinde boy göstermeye başladı. Tatil beldesi deyince akla genellikle Akdeniz ve Ege sahilleri gelir. Az sayıda yaylaları tercih edenler de olur. Bu yazın tanıdıklardan kimini Bodrum´dan el sallarken, kimini Marmaris´te deniz keyfi yaparken, kimini ölü denizde canlılık(!) ararken, kimini de Sinop´ta güneşin batışını seyrederken gördük.

Gördük de oralara mı gittik?

Ne gezer!
Sosyal medyadan takip ettik.

Ben bu sene henüz il dışına dahi çıkamadım. Bunu söylerken, bazı devlet memurları gibi maaşların azlığından yakınacak, ?Bu para ile tatil mi yapılırmış?? siteminde bulunacak değilim. Şartlar öyle gerektirdi. Daha doğrusu vaktiyle bu yönde bir plân yapmadık. Ayrıca hayat arkadaşının da sana ayak uydurması gerekiyor.

?Tatil bitiyor, ben Terme´den çıkamadım? dememek için çareler aramaya başladım. Derken ilk fırsat kendiliğinden çıktı; bir firma bizi Havza´ya tanıtım gezisine davet etti.

Bir günlük Havza gezisi yeterli olmadı. ?Ne yapalım, nereye gidelim?? diye düşünürken seçeneklerden biri olarak aklıma Yoğunoluk geldi. ?Yoğunoluk neresi?? diyeceksiniz, anlatayım.

16 sene önce komşumuz Hakan Şaşmaz´ı ziyaret etmek için İkizce´nin Kaynartaş beldesi´ne gitmiştik. Hakan Bey orada öğretmenlik yapıyordu. Pazar yerini gezerken uzakta bir tepeyi göstererek, ?İşte orası Yoğunoluk? demişlerdi. O günden bu yana Yoğunoluk´a gitmek için bir vesile aradım. Sonraki yıllarda öğrencilerimiz oraya öğretmen olarak atandılar ama yine de gitme fırsatım olmadı. Nihayet geçen hafta, bir işimiz olmasa da Yoğunoluk´a gitmeye karar verdim. 6 Ağustos Pazar günü eşimle birlikte yola çıktık.

Yoğunoluk, bizim arabanın ölçümü ile Terme´den 54 km mesafede. Sahilden İkizce´ye kadar yollar virajlıydı ama İkizce´den sonra daha keskin virajlar ve dik rampalı yollar başladı. Ancak fındık gayet iyi görünüyor. Bazı yerlerde yapraklar dökülmüş ve fındık açığa çıkmış. Bu haliyle fındığı toplamak daha kolay olur, diye konuşuyoruz. Yükseldikçe aynı yoğunlukta fındığa rastlamıyoruz.

Nihayet eski tanıdık, Kaynartaş´a geldik. İkizce-Kaynartaş arası 10 km. Vaktiyle belediye olabilmek için Kaynarpınar ve Yağtaş köyleri birleşerek ´Kaynartaş´ adıyla belediye olmuşlar. O günden bu yana köyde hayli değişiklik olmuş. Bir değişiklik de, artık buranın belediye değil bir köy olmasıydı. Hatta köy de değil, Büyükşehir

Yasası´na göre, mahalle!

Kaynartaş´tan 10 km sonrası Yoğunoluk. Terme´den itibaren yolculuğumuz tam 1 saat sürdü. O gün haftasıydı ama Yoğunoluk´u beklediğimden daha büyük ve kalabalık buldum. Daha girişte araç yoğunluğu başladı. Dağın tepesinde bu kadar araç? Hayret ettim. Aracımızı park etmek için hayli ilerledik. Ancak yerleşim yerinin sonuna kadar uygun yer bulamayınca tekrar geri dönüp girişte bir yere park ettik.

Pazar günleri Yoğunoluk´un haftası. Biri dar olmak üzere uzunluğuna üç caddesi var. Caddeler boyunca pazar kurulmuş. Bir de seyyar motor tamircisine rastladık. Adam kamyonetini tamir dükkânı gibi kullanıyor. İçinde malzemeleri var. Dışarıda da tamir için sıra bekleyen ot biçme makineleri.

Yoğunoluk pazarında 40 dakika gezdik. Hava güneşli ve sıcaktı ama terlemedik. Havası da güzel, hiç bunalmadık. Her yerin dezavantajları varsa, avantajları da var. Biri diğerini dengeliyor.

Oturup konuşmadığımız, sohbet etmediğimiz için insanları hakkında bir yorumum yok. Köy insanı nasıl olursa onlar da öyle olmalıydı; iyi niyetli ve insancıl. Zaten dönüş yolunda bunu gördük. Kaynartaş´ta taflan toplamak için izin istediğimiz 82 yaşındaki Şevket Atar amca, taflan toplamamıza izin verdiği gibi kendi topladığı taflanlardan da verdi. Başka söze gerek var mı?

Yoğunoluk´tan ayrılmadan önce şişelerle su almak için bir bakkala iyi bir içme suyu sorduk. Köyün girişindeki caminin karşısında bulunan suyu tarif etti. ?Ben gelirken sağa sola bakıyordum. Orada bir çeşme görmedim? deyince, adam ?Çeşme değil, oluk. Yiğen oluk!? dedi. Yoğunoluk adının da bu sudan geldiğini söyledi.

Suyu beğendik ve iki bidon doldurduk. Size de tavsiye ederim.

Yoğunoluğun suyu kadar aziz, havası gibi güzellikler içinde kalın.