“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür.
Kim de zerre miktarı şer (kötülük) işlerse onu (karşılığını) görür.” (Zilzal suresi; 7-8)
Bu ayetlere niçin yer verdim?
İsrail’in son zamanlarda Filistinlilere ve tabii ki Müslümanlara yaptığı zulme karşı elimizden bir şey gelmez mi? Zerre miktarı da olsa Filistinlilere yardımda bulunamaz mıyız?
13 Mayıs itibariyle İsrail’in Gazze’ye attığı bombalardan 17’si çocuk olmak üzere tam 83 kişi öldü. Bu şehitlerden biri de 11 yaşındaki Hamza Nasır. Hamza’nın alnında kurşun yarasına benzer bir iz var. Ölmüş ama sanki hayatta, sanki gülümsüyor. “Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyiniz. Bilakis onlar diridirler fakat siz bilmezsiniz” (Bakara; 154) ayetinin canlı örneği.
Şu mübarek günlerde, şu Ramazan ayında bu saldırıların sebebi ne? Müslümanlar İsrail’e ne yaptı?
Bize göre ve de normal insanlara göre bu saldırıları hak edecek hiçbir şey yapmadı. Ama İsrail için sebep gerekmiyor. Onlar için Yahudi olmayan herkes hedeftir. Çünkü onların inandığı, kendileri tarafından tahrif edilmiş Tevrat’ta öyle yazıyor:
“Yahudi olmayan kimselerin kanını akıtmak, Allah’a kurban sunmaktır.” (Tekvin; 18)
Bu sebeple siz, İsrail’in yaptıklarında haklı bir gerekçe aramayacaksınız. “Bu yapılanlar doğru değil. Akla vicdana sığmaz, insanlığa yakışmaz” demeyeceksiniz. Çünkü Yahudilere göre, Yahudi olmayanların, hele de Müslümanların hiçbir değeri yoktur. Onların vicdanı ancak kendileri için geçerlidir. Bir Müslümanla karşılaştıklarında vicdan kapıları tamamen kapanır. İşte onların anlayışının kaynağı: “Onları (Yahudi olmayanları) kasaplık koyun gibi ayır ve öldürme günü için hazırla.” (Yeremya; 3)
Yine Yahudiler için kutsal olan ‘On Emir’de yer alan, “Hırsızlık etmeyiniz” emri, onlara göre sadece Yahudiler için geçerlidir. Diğer milletlerin canları ve malları Yahudilere helâldir. Ben onların bu anlayışını bildiğim için İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulüm ve vahşete şaşırmıyorum.
Bu sebeple İsrail’den merhamet beklemeyeceksiniz. Uluslararası kanunlara ve BM kararlarına uymasını ümit etme gafletinde bulunmayacaksınız. Peki ne yapacağız?
Daima onlardan kuvvetli ve her bakımdan onlardan üstün olacaksınız. Yahudi ancak sizden korktuğu sürece haksızlık yapmaktan, insanları öldürmekten geri duracaktır.
‘Zerre miktarı hayır’ anlayışı ile olsa gerek, sosyal medyada İsrail mallarını boykot çağırısı yapıldı. İsrail mallarını gösteren bir liste yayınlandı. Listede temizlik maddeleri, içecekler, çikolata ve gofret türü yiyecekler bulunuyor. Bir takipçi, “İsrail malı olmayan ne kaldı ki? Bunları çıkarırsan geriye bulgurla ayran kalıyor” demiş.
Kişisel boykot, beklenen faydayı sağlar mı bilemem. Bir paylaşımcının başka bir teklifi var: “Madem boykot gerekli, öyleyse bu malların ülkeye girişi yasaklansın!”
İsrail mallarına neden boykot çağırısı yapılıyor?
İsrail mallarına ödenecek 1 TL’nin kurşun olarak Filistinlilere yani Müslümanlara geri döneceği düşünülüyor. Acaba ben de mi bir teklifte bulunsam?
İsrail mallarını boykot etmek faydalı bir uygulama olabilir. Peki İsrail kafalı dizilere, aile yapımızı tehdit eden, değerlerimizi yozlaştıran yayınlara yer veren televizyon kanallarını boykot etmek de faydalı olur mu acaba?
Yaşlı bir Filistinli kadın, genç İsrail askerinin karşısına dikilmiş. Ona, “Kendine gel, kendine. Benim yaşım, senin devletinden fazla” diyor. İsrail ne zaman kurulmuş? Osmanlı’dan 750, TC Devletinden 25 sene sonra. Nüfusu ne kadar? Dokuz milyon, yani Türkiye nüfusunun neredeyse 10’da 1’i kadar. Öyleyse nasıl oluyor da kullandığımız deterjanların neredeyse tamamına yakınını İsrail’den satın alıyoruz? İsrail mallarını boykot etmek yerine onlardan daha kaliteli, daha sağlam ve daha iyisini üretsek daha mantıklı olmaz mı? O zaman İsrail ürünleri kendiliğinden raflarda kalmaz mı?
Bu işte bir terslik var!
