Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

Selim EROĞLU


BÖYLE HAYAL ETMEMİŞTİK


Teknolojinin insanın hayatını kolaylaştırdığı muhakkak.

Gelişen teknoloji sayesinde geçmişe nazaran bir çok işimizi daha kolay hallediyoruz. Mesafeler kısaldı. Sabah kahvaltısını İstanbul´da, öğle yemeğini Paris´te, akşamı da Londra´ da yiyip tekrar evine dönenler var.

Peki bu teknoloji insanımıza huzur ve mutluluk verdi mi? Teknoloji mi insanın hizmetinde , insan mı teknolojinin hizmetinde .Bunca gelişmeyi emrimize ram edebiliyorduk mesele yok . Aksi olursa, ki oluyor, modern hayat insana hiç de huzur ve mutluluk vermiyor. Rahatlık eşittir huzur denklemi ortaya çıkmıyor.


Samsun merkezde iki gün önce doğalgaz kesintisi oldu, hayat neredeyse durma noktasına geldi. Evler buz kesti. Herkes battaniyelere sarılıp oturdu. Alternatif üretilememişti. Bir anda tüp kuyrukları oluştu. Evlerde çay bile demlenemedi.


O gün evimin yakınındaki berbere tıraş olmaya gittim. Ne dese beğenirsiniz:


´Abi doğalgaz yok, dükkan soğuk, sular soğuk ,suyu başka türlü ısıtacak imkanım da yok , tıraş edemem, ´dedi. Dedim ´doğalgaz´ın üç gün gelmeyeceğini yazıyor gazeteler, ne olacak o zaman´.


Sakin görünen genç berber bir anda hiddetlendi ve neredeyse canavar kesildi:


?Olamaz, imkansız, kimse benim ekmeğimle oynayamaz, ölelim daha iyi? deyip gezinmeye başladı.


Sosyal medyadaki görüntüler ise kuzey kutbunu andırır gibiydi. Battaniyeye sarılanlar, köyüne kaçanlar, kuzine arayanlar, sorumlu arayanlar, tazminat davası açacağım diyenler, olayı dış mikraklara bağlayanlar, çiseden nem kapanlar?? ne ararsanız var.


Hastanelerde ameliyatlar durmuş ne yapacağını bilemeyen insanlar. Oysa biz böyle hayal etmemiştik. ?Klimalı hayat, oh ne rahat!? diye slogan bile geliştirmiştik.


Biz insanoğlu geçmişi tez unutuyoruz. Tez alışıyoruz, alıştığımız şeyin yokluğuna bir türlü alışamıyoruz. Alışkanlıklarımız karakterimiz oluyor.


Sanki hiç yokluk-sefalet çekmemişiz gibi en ufak bir sıkıntıda panik havası estiriyoruz. ?Eyvah, yandık, bittik, kül olduk? deyip ortalığı velveleye veriyoruz. Bir dünyevi nimetin geçici bir yokluğu hayatımızı alt üst etti. Kimyamızı bozdu.
Tansiyonumuz çıktı, şekerimiz tavan yaptı. Yanlış anlaşılmasın, teknolojik gelişmelere, dünya nimetlerine karşı değilim. Aksine bütün yeniliklere taraftarım. Teknolojik gelişmelerde ilk olmayı da çok severim.


Benim demek istediğim, teknolojinin esiri olmayalım; teknoloji bizim esirimiz olsun. Teknoloji bize hizmet etsin. Böyle olduğu sürece sıkıntı yok. Teknoloji bizi esir alırsa, huzur ve rahatımızı bozacaksa, o zaman sıkıntı başlıyor. Teknolojinin esiri, hatta kölesi olmuş insanlar haline gelmeyelim.


Mağduriyet yaşamak hayatımızı kısıtlayabilir, konforumuzu bozabilir amma hepsi o kadar. Bozulan konfor , huzurumuza kast etmemelidir. Belki böyle olması iyi de oldu. Geçmişimizi hatırlamış olduk. Çocukluğumuza gittik. Fena mı oldu. Bu vesileyle şehirden köye geçici de olsa göç başladı. Çoğumuz, anasını-babasını, aile büyüklerini ziyaret etti. Sıla-i rahim yaptı. Onların hayır dualarını aldı. Onların bizlerden daha huzurlu ve mutlu olduklarını gördü.


Ne diyordum:


Modern hayat bizi asla köleleştirememelidir. Bu yazıyı kaleme alırken doğalgaz da gelmişti.


Sağlıcakla kalın.