Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

B.Rahmi ÖZEN


BU TABİAT GÜZELLİĞİ ELİNDEN ALINACAK TERMELİ KARDEŞİM

BU TABİAT GÜZELLİĞİ ELİNDEN ALINACAK TERMELİ KARDEŞİM


Tüm canlı türleri, hangi ortamda nasıl yaşayacak-larsa, o ortama uygun bir varlık yapısı, hayat fonksi-yonu ve kanunu ile birlikte kendi sayfasına yazılmıştır.
Kâinat kitabı bir hayattır, sırlar âlemidir. Su gökyüzünden, bir hayatı yaşatmak için iner toprağın kucağına ve yaprağın kursağına...
Yeryüzünde; beşik gibi sallanan dağlar, bir hayat için yarılır...

Dünyanın çevresi bir hayat için sarılır ozon tabakasıyla, denizin dalga-ları bir hayat için coşar. Toprak bir hayat için emer gökten inen suyu, bir hayat için fışkırtır bereketini...
Hayat var edilirken âdeta Yaratıcı`nın eli geometriyi kullanmış, ölçüyü, tartıyı standartları en güzel bir usta mimar örneği koymuştur, aziz Termeli kardeşim!
Bu geometrinin çizilmesi, bu hesabın okunması ve onu Yaratan`ın kudretine hayran kalınması için tabiattan ve varlık âleminden daha güzel hangi kitap olabilir?
En büyük kütleden en küçük kütleye kadar sayısız sırlarla süslenmiş bu tabiat kitabı, insanoğlunun yararına sunulmuştur. Her canlı, her varlık, bu büyük kitabın bir sayfasıdır. Toprağın yüzü, bu kitapta bir renkler cümbüşüdür...

Kâinat kitabı, gözümüzün önünde bir dalgalar okyanusu halinde harekettedir. Açılıp kapanır her dem yeni yeni sahifeler...
Aklını çalıştıran insanoğlu; var olan her varlığın, her hareketin altında bir mana arama arzusuyla, bu var oluş arenası içerisinde bir amaç olmalıdır, diye var edildiği günden beri, bu kitabın sayfalarında görür beynini. Ve sorar bir insan olarak; “acaba bu kitap nasıl ve niçin yazılmıştır?”

Kâinattaki enerji demetlerinin hareketleri, kâinata bu sayfaları yazan kalemin ucundan dökülen mürekkep gibidir. Tıpkı atomlar gibi şekillenip, usta mimarinin elinden dökülerek her an tekrar tekrar yazılır. Ne harika değil mi?
İnsanoğlu, bu muazzam kitapta bir parça olarak, var oluşun hem okuyucusu, hem de seyircisi olarak yaratıldığı günden beri, bu hesaplı âlem içinde yaratılışın anlamını düşünür.
Allah`ın, kendine tanıdığı cüz`i iradesiyle zaman zaman bu oluşa iştirak eder.

İnsan için en güzel duygu, yaratılış sırrını hissetmektir. Bunu hissederken kendini bilmek, kendini bulmak ister bu arenada. Rolünü bilip, rolünü oynamak ister insanca...
Ancak insanı asıl mutlu kılan kâinat kitabında kendi yerini anlayıp, yaratılış sırrını çökmektir. O zaman insana, kâinattaki diğer varlıklar çok şeffaf gelir. Ve insan, yaratılışın sırrını anlar...

Güneşten dünyamıza akıp gelen ışık ve ısı sayesinde gözlerimiz görme zevkini yaşar, yeryüzü döşeğindeki milyarlarca tür çiçek, renk ve koku bahtiyarlığına ulaşır. Bu, apayrı bir sayfadır. Meyveler âleminin sunduğu görüntü, tat ve gıda en görkemli şekliyle ayrı bir sayfada yer alır. Kulakları hassas olanlara sudan toprağa, topraktan insana çok değişik şeyler fısıldar kâinat kitabı. Kâinat kitabındaki ahenk, o kadar baş döndürücü ki, hareketler o kadar dakik ki, tüm bunları, eksantriği çok geniş olan rastlantı ve tesadüflere vermek `akıl ve muhakeme ile zıtlaşmak` demektir.

Kâinata ait varoluşlar, gözümüzün önünde dalgalanan bir perde, sonsuz bir kâğıda kudret kaleminin dokunmasıyla oluşmuş birer renkli yazılar albümüdür. Ona, bu renkli yazıyı Mimarı olan Allah yazıyor, yeryüzüne bu güzellikleri desinatörü olan Allah çiziyor. Fakat bu ilmi sonsuz, eşsiz Mimar ve Sanatkâr görünmüyor. Diliyor, dilediğine “ol” diyor ve oluyor...

Bu muazzam kozmik perde, her dem gözümüzün önünde yer alır, ancak İlahımız kendini gizler, ama hissettirir, kulakları hassas olanlara fısıldar. Gözleri keskin olanlar, O`nu görüyor. Kâh, bir damla suda, kâh yaprakta, kâh toprakta...
Kâinatın son derece bu hesaplı ve hassas kozmik düzeni, varlığın birbiriyle olan kozmik alâkaları, akıllı insanları öyle büyüler ki onlar, bu perdenin arkasındaki “Gerçeği” görür. Dalgınlığa ve gaflete düşenlerse; “tabiat denilen yaratılmışın,” bu perdedeki resimleri çizdiğine hükmederek, tabiatı ilahlaştırıp kendilerine yazık ederler.

Kâinat kitabının o muazzam sayfalarında anlam ifade eden ne kadar yazı ve resim varsa ve bu yazılar, bu resimler sürekli yazılıp çiziliyorsa, bu yazılış ve çizilişin kaynağı elbette ilmi sonsuz, kudreti sonsuz Allah`tan başkası değildir, aziz Termeli kardeşim! İşte kurulması planlanan termik santral bütün bu duygulardan, görüntüden, çizgiden, resimden seni mahrum edecek ve önüne kara bir tablo serecektir! Lütfen uyan!