Bugün, 16 Eylül 2024 Pazartesi

Seyfi GÜNAÇTI


"Çamlıhemşin'deyim"

"Çamlıhemşin'deyim"


 Çamlıhemşin benim Terme'den önceki görev yerim. Bu sefer 10. Kaçkar Maratonunda koşacak olan kardeşim Hüseyin'e destek için oradayım.
Terme'den ayrılmadan önce kalacak yer konusunda araştırma yapmıştım. Bir tanıdık, eski öğrencilerimden Mustafa Çamanka'nun oğlu İsmail'in bungalov evi olduğunu söylemiş ve telefonunu vermişti. İsmail Bey'i aradım. “Hiç sıkıntı etmeyin Hocam, Çamlıhemşin'de yeriniz hazır” demişti. Bu sözü beni çok mutlu etti. Bir öğretmen, öğrencilerinden vefa bekleyebilir. Ama bu ilginin öğrencinizin evlatlarından gelmesi sizi farklı mutlu ediyor. 
Artık Rize'den Çamlıhemşin'e, Ayder'e direkt dolmuş varmış. Rize'den hareket sırasında yolcu olarak minibüste iki kişiyiz. Âdetim üzere şoförü tanımaya çalışıyorum. Ne de olsa Çamlıhemşin'de üç yıllık bir geçmişim var. 
Şoförün yanında oturan kişi, “Ben Kavaklar Mahallesi'ndenim. Eski adı Mikronkavak'tır” deyince konu açıldı. “Benim zamanımda adı 'Sırt Mahallesi' idi. Bahadır Uzunboy'u tanır mısın?” dedim. Adını verdiğim kişi onların mahallesindendi. Kısa duraklamadan sonra “Evet, hatırladım” dedi. “İşte o benim zamanımda Ç. Hemşin Belediye Başkanıydı” dedim ve Terme'den ayrılmadan önce Çamlıhemşin'le ilgili geçmişe ait bir hatıra olarak facebookta paylaştığım fotoğrafı gösterdim. 
Önde oturan yolcu fotoğrafa baktıktan sonra “Bu fotoğrafı kim çekti?” dedi. “Kim olacak? O zaman Çamlıhemşin'de sadece tek fotoğrafçı vardı” dedim. “İşte o adam benim babamdı. Adını hatırlarsan Osman Zararsız'dı” dedi. “Nereden nereye?” derler ya, onun gibi bir durum oldu.
Söylemese, babasının adını hatırlayamazdım. Çünkü adamla pek teşriki mesaimiz olmazdı. Ayrıca dükkânını da her gün açmazdı. Caddenin dere tarafında küçük bir dükkânı vardı. Fotoğrafçılığın yanı sıra sanki başka bir iş daha yapıyordu gibi geliyor bana. Çünkü-o dönem için söylüyorum- Ç. Hemşin'de tek kalem üzerine ticaret yapmak insanı doyurmaz. Sınıfların fotoğrafını çekmesi için bir gün okula davet etmiştim. Bir de bayramlarda fotoğraf çekerken görüyorduk. Vefat etmiş. Allah rahmet eylesin.  
Onlar sordu, ben söyledim. Aradan geçen kırk üç yıla rağmen hemen herkesi hatırlıyor olmama hayret ettiler. Hayretlerini de ifade ettiler. “Ben Çamlıhemşin'i benimsemiştim. Okulu, kendi yuvam gibi görüyordum. Halkından da memnundum. Nasıl hatırlamam!” dedim.
Minibüs Çamlıhemşin Hükümet Konağı önünde durduğunda saat 16.45 olmuştu. İsmail Çamanka yolun kenarında beni bekliyordu. Tahminen tanıdım, çünkü kendisini daha önce görmemiştim. 2007'deki 'Otuzuncu Yıl' buluşmasında 17 yaşındaymış. Beni hatırladığını söyledi ama ben onu gördüğümü hatırlamıyorum. 
İzmir'den gelen kardeşim Hüseyin ve hanımı da oradaydı ama İsmail ile birbirlerinden haberleri yoktu. İsmail bizi öğretmenevine götürdü, yemek ikramında bulundu. Öğretmenevi, Fırtına Deresi'nin kenarında. Derenin sesini dinleyerek ve coşkun akışını seyrederek balkonda hem çaylarımızı yudumladık hem de sohbet ettik. Burada içtiğimiz çay bana farklı bir tat verdi. 
Öğretmenevini, Çamlıhemşinli iş adamı İdris Yamantürk yaptırmış. Öğretmen evi onun adını taşıyor. İ. Yamantürk'ün benim müdürlüğüm zamanında İmam Hatip Lisesi'ne önemli katkıları olmuştu. Bu katkıyı, bizzat Ankara'ya giderek Vice'li Hamza Arol temin ediyordu. Soyadını yanlış yazdığımı sanmayın, resmiyette öyleydi. 
Hüseyin, Çamlıhemşin'e İzmir'den koşu için gelmişti. 10.Kaçkar Maratonu'nda 15 km koşacaktı. Koşu, Şenyuva Köyü'nden başlayacaktı. Koşunun başlama yerine yakın olmak için onlar köydeki Berona Bungalov evde yer ayırtmışlar. Yemekten sonra onlar Fırtına Deresi'nin kaynağı yönüne yukarı doğru giderken İsmail ile biz de ters istikamete, deniz yönüne hareket ettik. Behice Köyü'ndeki İhvan bungalov eve geldik. 
Eve gelmek için eski Dikkaya Köprüsünden karşıya geçtik. Deniz yönüne 500 metre kadar gittikten sonra küçük bir binanın önünde durduk. Bir bungalov evi yakından ilk defa görüyordum. Benim görev yaptığım yıllarda böyle bir uygulama yoktu. 
Köprünün çevresi nispeten düzlük ise de sonraki evler dik bir yamaçta kurulmuş. Böyle olunca yol hizasına gelene kadar en az iki, bazı yerlerde üç kat inşa etmek gerekiyor. (Devam edecek)