Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


ÇANAKKALE NE İFADE EDİYOR?

Çanakkale, ecdadımızın birlik ve beraberlik içerisinde neler yapabileceğinin en büyük göstergesidir.


Çanakkale, ecdadımızın birlik ve beraberlik içerisinde neler yapabileceğinin en büyük göstergesidir. Çanakkale, sadece düne ait bir mesele değildir. Tarihte kalmış ve sadece tarih sahnesinde var olmuş bir mesele de değildir. Çanakkale´nin günümüze aktaracağı birçok özelliği vardır. İşte bugün yeniden Çanakkale´yi ele alma ve aynı ruhu oluşturmaya ihtiyacımız vardır.
Şanlı ecdadımızın bütün savaşlara başlarken ifade ettiği önemli bir söz, İslam dininin vermiş olduğu manevi duygular ile geçmişten getirdiğimiz kültürümüzün özümsenerek birleştirilmesi neticesinde ortaya çıkan bir söz: ´´Ölürsem şehit, kalırsan gazi.´´ Bu söz aziz milletimizle ne kadar da özdeşleşmiştir. Bu duygulara sahip olmaktan bizler de şeref duyuyoruz. Yüce ecdadımızın yurdu düşmana terk etmediği gibi bizler de aynı şekilde vatanımızı çiğnetmeyeceğimizi şerefle ifade ediyoruz.
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab , ne güneşler batıyor.
Çanakkale´de bir varoluş-yokoluş mücadelesi verilmiş, cephane eksikliğinin başarısızlığa götürmeyeceği anlaşılmış, birlik ve beraberlik içerisinde mücadele edilir ve Cenab-ı Allah´tan yardım gelirse aşılmaz denilen dağların aşılacağı anlaşılmış, azların çoklara karşı zafer elde edebileceği bir kez daha ispatlanmıştır.
Tarihi, bir hikaye gibi okumamalı Çanakkale´de. Günümüze aktarmalıyız Çanakkale´yi. Dinimizin insanlara ne gibi güzellikler kazandırabileceğini Çanakkale ile yeniden gündemimize taşımalıyız.
Birlik ve beraberliğimize, devletimizin bölünmez bütünlüğüne, kültürümüzün yozlaştırılmak istenmesine, bizi biz yapan asıl değerlerden vaz geçilmesi için çaba gösterilmesine biz Çanakkale ruhu ile karşılık vereceğiz.
İstiklal mücadelemiz Çanakkale ile başladı. Düşman orduları bütün yurdumuzu paylaşsa bile , aziz milletimiz bu mücadeleden vazgeçmedi. Vatanın bir karış toprağını düşmana vermek yerine ölmeyi şehit, kalmayı gazi bilerek milli bir mücadele başlattı. İşte bugün, neslimize yeniden bu ruhu kazandırma vaktidir.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
İnsanoğlunun kendisine verilmiş en kıymetli nimetlerin başında hayatı gelmektedir. İnsanın kendisine sunulmuş olan bu hayatın din, vatan, millet, bayrak ve namus gibi milli ve manevi değerlere adanması ise , dünya ve ahiret için en yüksek mertebelere ulaşmasına vesiledir. Toprağı değerli kılan da, toprağı vatan parçası yapan da onun uğrunda ölebilecek olanların varlığı ile alakalıdır. İşte aziz milletimiz bu uğurda ölmeyi şeref saymış ve şahadet mertebesine ulaşmıştır.
Çanakkale, milletimizin var olup olamama savaşıdır. Bu savaş, bütün dünyaya ´´Çanakkale Geçilmez´´ dedirterek zaferle sonuçlanmıştır. Dün, ecdadımız kendisine düşen vazifeyi yüz binlerce şehit vererek yerine getirmiştir. Vatanı sevmek, düşmanlara onu terk etmemek, kendisine gelebilecek her türlü tehlikeye karşı gerekli tedbirleri almak ve gerektiği zaman onun için canını vermek kutsal bir vazifedir. Vatanımız , bizim en vazgeçilmezimizdir. Atalarımız bu topraklar için kendilerine düşen vazifeyi layıkıyla yerime getirmişler, bu topraklara namahrem eli değdirmektense ölmeyi şeref sayarak şehitliğe sevinçle uçmuşlardır.
Çanakkale, nihayetinde milli mücadelede milletimizin göstermiş olduğu tek vücut mücadele, bütün dünyaya bu vatana namahrem eli değmeyecek olmasının en önemli işaretidir. Memleketimizi işgal altına almak isteyen düşman ordularına, ölmeyi şehitlik, kalmayı gazilik sayan şanlı ecdadımızın bir dersidir.
Peki biz ne yapmalıyız?
Yine Akif´in mısralarıyla cevap vermiş olalım:
Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu,
Nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
Üç kıtada yer yer kanayan izleri şahit,
Dinlenmedi bir gün o büyük şanlı mücahit.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.