Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Çaybaşı- İkizce hattı


Her ikisi de Ordu´nun ilçeleri. Her ikisi de Terme´nin ve Termelilerin yakın ilişkisi olan ilçeler. Ve birer defa içinden geçmek dışında gezmediğim komşu ilçelerimiz.

Geçenlerde bir gazetede bir araştırma sonucu okudum; evlerinden uzak tatile çıkmayan aileler daha mutlu oluyormuş. Bu görüşü savunanların gerekçeleri de şu:

Aile bireyleri birbirlerine daha fazla zaman ayırabiliyormuş?

?Birbirlerini daha fazla görebiliyorlar? desen anlarım da yıl boyu hiç tatil yapmadıkları için mutlu olduklarını düşünmüyorum.

Tatil bir rahatlamadır. Farklı yerler görmek, değişik insanlarla karşılaşmaktır. Bir bakıma kendini yenilemedir. Ben bir kimsenin 20 günlük iznini evinde sırtüstü yatarak, divana uzanıp istediği kadar televizyon seyrederek geçirmesini tatil saymıyorum. İnsan, üç günlüğüne de olsa tatil yapmalı, evinden, mahallesinden uzak bir yere gitmelidir.

?Sen bu sene tatil yaptın mı?? derseniz, birkaç günlüğüne Samsun´a gidişimizi saymazsanız, bu soruya rahatlıkla ´evet´ diyemiyorum. İşte bu yüzden, yaz tatilinin bitimine günler kala, hiç işim ve mecburiyetim yokken, pazarcılık yapan bir komşumuzu ziyaret etmeyi vesile edinerek 30 Ağustos Salı günü Çaybaşı´na gitmek
üzere evden çıktım.

Çaybaşı, Terme´ye 41 km mesafede bir ilçe. Ünye çevre yoluna girdikten bir süre sonra sağa, güneye saptıktan 18 km sonra Çaybaşı´na ulaştık. O gün ilçenin haftasıydı. Komşumuz adem Ergen´i ve hanımını Pazar yerinde bulmak zor olmadı. İlçenin büyüklüğü hakkında fikir vermek için nüfusunu söyleyeceğim ama bunun bir faydası olmayacak. Çünkü yeni adet; büyükşehirlerde artık ilçelerin nüfus levhaları, köyleri de kapsıyor.

Eşimi pazarcıların yanında bırakıp şehri gezmeye başladım. Burada, bir ara birlikte görev yaptığım Terme eski Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hasan Şenyurt´un oğlunun mukavva kutu fabrikası var. Zafer Bayramı dolayısıyla fabrika kapalı olduğundan görüşemedik.

Fabrikayı ararken girdiğim sokakta bir konu dikkatimi çekti. Kapı numaralarının yazılı olduğu levhada iki bilgiye daha yer verilmiş: Mahallenin ve sokağın-caddenin adı. ?İşimiz bu!? dedim ve bir kapının fotoğrafını çektim. Sonra bunu facebookta paylaştım ve altına, ?Biz Samsun BŞ Belediyesi´nden bu kadarını beklemiyoruz.
Her sokağın ve caddenin girişinde ve çıkışında isim levhası olsun yeter? diye yazdım. Şimdi ilçemizde de benzer uygulamayı görüyorum. Yanlış anlaşılmasın, ?Ben yazdım da oldu? demiyorum.

Bir başka şehre giden ve zamanı olan öğretmenin mutlaka uğrayacağını düşündüğüm yerlerden biri de öğretmen evleridir. Ben de öyle yaptım ve öğretmenevini aradım. Çaybaşı Öğretmenevi, Anadolu Lisesi´nin 4.katında bulunuyor. Üşenmedim ve yürüyerek çıktım. Ancak müdürden başka kimseyi göremedim. Müdür, ?Bugün
tatil. Normalde de buraya pek uğrayan olmaz. Zaten öğretmenlerin % 80´i ilçede oturmuyor? dedi. Bu durum iyi mi, kötü mü pek anlayamadım ama vaziyeti, teknolojinin gelişmesine ve ulaşımın kolaylaşmasına bağladım!

Evden çıkmadan ?hem ziyaret, hem ticaret? sözünü hatırlamış ve arabaya 3 tane 20 litrelik su şişesi koymuştum. Kaliteli kaynak suyu sorduğum bir vatandaş, ?İkizce yolunda, 2 km ilerde iyi bir su var? dedi. Bu cümleden, iyi suyun yanı sıra Çaybaşı´ndan İkizce´ye geçilebildiğini de öğrenmiş oluyordum. Böylece hem temiz kaynak suyu alabilecek, hem de İkizce´ye gitmek için Ünye-Terme karayoluna inmek zorunda kalmayacaktım. Çünkü bu gezi sırasında İkizce´ye de uğramayı düşünüyordum.

İkizce yoluna saptık. 2 km değil ama 4 km sonra bir caminin kapısındaki sudan pet şişelerimizi doldurduk ve döne döne hayli meyil indikten sonra İkizce´ye geldik.

Burada da pazarcı kardeşlerden Kadir ve hanımı vardı. Onlara da hayırlı işler dileğinde bulunduktan sonra ben şehir merkezine yöneldim. Burada görmeyi murat ettiğim birisi, 30 sene önceki öğrencilerimden Merkez Camisi İmamı Mustafa Coşkun vardı.

İkizce´de neler oldu, isterseniz onu da gelecek haftaya bırakalım.