Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Ahmet SEZGİN


CEMAAT VE TARİKATLER ÜZERİNE?


    ?Tarikat?lerin, yanlış olarak ?cemaat? denilen ?meşrep?lerin çoğunun hatalarını, cehaletlerini, taassuplarını, ötekileştirmelerini, bazı tarikat ve meşrep mensuplarının ?şeyh?, ?mürşit?, ?efendi hazretleri? ve ?hocaefendi?lerini ilahlaştırmalarını, Kur´an-ı Kerim ve sünnetten uzaklaşmalarını en ağır şekilde eleştirelim. Müslümanların şahsiyetlerini yok edip sürü haline getirenleri sorgulayalım. Unutmayalım ki, Ahmet Bulut´un ifade ettiği gibi: ?Asıl olan, istikamet üzere yürümektir. İstikamet üzere olmak, bin kerametten hayırlıdır. Bir yerde keramet pazarlanıyorsa oradan uzak durun.?

         Kendimizi, İslam dünyasının ve Müslümanların perişanlığını, cehaletini, tembelliğini, adaletsizliğini, erdemsizliğini, zilletini, parçalanmışlığını, aşağılık kompleksini, mankurtlaşmasını, taassubunu, mezhepçiliğini, kavmiyetçiliğini, geri kalışını, din-devlet ilişkilerini, yanlış İslam anlayışını, din sömürüsünü, tevhit, hakikat ve vahdetten kopuşumuzu, ahlak, sanat, kültür, medeniyet derinliğinden uzak oluşumuzu sorgulayalım. Yanlışa, batıla, zulme, ahlaksızlığa, esarete, cehalete karşı duralım. Abdurrahman Dilipak´ın çok veciz şekilde ifade ettiği gibi: ?Sizi, Allah´a (cc), Resulüne (sav) ve Kitab´a, ümmetin bütünlüğüne çağıranlara sahip çıkın; size kendine çağırıp bunlardan uzaklaştıranlardan siz de uzaklaşın!? 

     Ancak Paralel Devlet Yapılanması´na (PDY) ve terör örgütüne dönüşen sözde dinî cemaati (FETÖ´yü) bahane ederek bu ülkede İslam, millet ve ümmet davası uğrunda her türlü zulme uğrayıp çile çekmiş samimi ve vatansever cemaatlere (meşreplere) , yüzyıllardır belli bir geleneğe bağlı olarak varlıklarını, hizmetlerini sürdürme gayreti içinde olan ?tasavvuf dergahlarına (irfan mekteplerine)? bütünüyle karşı çıkmak ve saldırmak; ya büyük bir cehalet ve gaflettir yahut da düşmanlık ve ihanettir. Her türlü zulüm ve emperyalizme karşı çıkan şuurlu Müslümanlara ?laiklik ve irtica? bahanesiyle "Kunta Kinte" (parya) muamelesi yapan, eski düzenlerini özleyenlerin şeytani planlarına alet olmayalım asla.

    ?Allah diyenin yallah denilerek hapishaneye atıldığı? dönemlerde bile Kur´an-ı Kerim ve sünnet ışığında sahih bir İslam´ı yaşama ve yaşatma mücadelesi vermiş, siyasileşmeden İslam´a ve Müslümanlara, millet ve ümmete hizmet etmeye çalışan tarikat ve cemaatleri (meşrepleri) toptan karalamak, özellikle de İslam ahlakı olan ?tasavvuf?a düşmanlık beslemek, ?cemaat, tarikat, hizmet, imam? gibi kavramların içini boşaltmak, bu millet ve ümmete hayır getirmez. İslam´a, samimi ve şuurlu dindarlara yıllardır düşmanlık besleyip zulmedenlerin sinsi tuzaklarına düşmeyelim, durumdan vazife çıkarıp intikam duygularıyla oynamaya çalıştıkları oyunlara gelmeyelim sakın!

    Bir tek cemaatin, tarikatın, bir ideolojik grubun devlete hakim olmasına karşı çıkalım. İş ve makam verme hususunda ?ehliyet ve liyakat? ölçülerinin imandan önce gelen bir kıstas olduğunu haykıralım. İnsaflı, adaletli, liyakatli, şuurlu, aklıselim ve kalbiselim sahibi olalım. İfrat ve tefritten uzak yaklaşalım meselelere. Ölçülerimiz, Allah ve Resulünün bildirdiği hak ve hakikat olsun. İmam-ı Gazâlî Hazretlerinin ?Sen gerçekten Hakk´ın peşinde isen Hakk´ı bil. Hakk´a göre adam seç! Adama göre Hak seçersen sapıklık çölünden çıkamazsın.? uyarısını unutmayalım.

    Nurettin Topçu: ?Hakk´a götüren yol diye kendini hakikate adamak, gerçek mektebin yoludur.? diyor. Öyleyse bizler, Allah adıyla kendini, insan ve kainatı okuyan, tefekkür eden, kiralık kafa taşımayan, ?hakikat aşkı?yla yanan, vatansever, aynı Allah´a, Kur´an´a ve Resul´e iman edenlerin tek bir cemaat ve ümmet olduğuna inanan, Allah ve Resulünün bildirdiği "sırat-ı müstakim" üzere düşünüp yaşayan şuurlu Müslümanlar yetiştirmeliyiz.
Vesselam...