Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Yılmaz İMANLIK


CEVİZ KOKULU BAYRAMLAR



Avuçlarımdan nasıl da kayıp gitti
O ceviz kokulu, en güzel bayramlar?
Gözlerime renk veren şeker kağıtlarım,
Ellerini öptüğüm nur yüzlü adamlar?

Küçük dere hâlâ nazlı nazlı akar mı?
Kaybolan zamana ağıtlar yakar mı?
Rüzgar bakışlı memleket çocukları,
Baharın penceresinden bana bakar mı?

Ey ruhumun derinliklerinde kuruyan dere!
Nasıl kıymışlar o güzelim çiçeklere?
Türkülerin ilham vermiyor kelebeklere.
Galiba ağıtlar yakıyorsun minik yüreklere.

Çılgın insan seli senin boyunu aştı.
Bu kadar cılız kalmana kimler şaştı?
Çocuklar ezildi, bayrama büyükler koştu.
Hayallerimi aradım, ceplerim bomboştu.

Nerede kaldı bayram sabahında heyecan?
Hani o güneş ki minik yüreklerimize can?
Eskiden böyle mi yaşanırdı büyük destan?
Yıllar kurşunladı bizi, çıkamadık savaştan?

Gazoz kapaklarından ne kuleler yaptık
Tepesine hayallerle dolu balonlar taktık.
Yıkmasın diye rüzgâr, gözümüz gibi baktık.
Rüzgâr yıkamadı ama zamana sattık?

Şimdi hiç tat vermiyor ekmek arası üzüm.
Karpuz dilimleri nasıl yitirdi kırmızısını?
Meydanda dostları hemen seçerdi gözüm.
Şimdi kimler dindirir yüreğimin sızısını?

Hayallerime hâlâ aşık mı ceviz kokusu?
Beni yine özler mi şırıl şırıl akan su?
Gözlerimin gittikçe ağırlaşan buğusu,
Çocukluğumla arama kurulmuş bir pusu.

Galiba bütün çocuklar, unuttuk o eski şarkıyı
Zaman ayrılıkların bestesini işledi kalbimize.
Soğuk sular niyetine yıllarca yudumladık acıyı.
Hasret kokulu yılları katık yaptık ekmeğimize?