Avuçlarımdan nasıl da kayıp gitti
O ceviz kokulu, en güzel bayramlar
Koskoca rüya bir anda nasıl bitti?
Şimdi geceyi özlemiyor akşamlar/
Küçük dere yine nazlı nazlı akar mı?
Kaybolan zamana ağıtlar yakar mı?
Küçük balıklar ürkek ürkek bakar mı?
Ceviz kokulu bayramlar hâlâ yaşar mı?
Gazoz kapaklarından kuleler yaptık
Tepesine rüyalarla dolu balonlar taktık
Yıkmasın diye rüzgâr, gözümüz gibi baktık
Rüzgâr yıkamadı ama zamana sattık
Ey ruhumun derinliklerine akan dere!
Beton dökmüşler o güzelim çiçeklere
Türkülerin ilham vermiyor kelebeklere
Şimdi ağıtlar yakıyorsun minik yüreklere
Çılgın insan seli senin boyunu aştı
Bu kadar cılız kalmana kimler şaştı?
Çocuklar ezildi, bayrama büyükler koştu
Küçük göller sinirinden kayalarla savaştı
Nerede kaldı bayram sabahında heyecan?
Hani o güneş ki minik yüreklere can?
Eskiden böyle mi yaşanırdı bu destan?
Yıllar kurşunladı bizi, çıkamadık savaştan
Şimdi hiç tat vermiyor ekmek arası üzüm
Karpuz dilimleri nasıl yitirdi kırmızısını?
Meydanda dostları hemen seçerdi gözüm
Şimdi kimler dindirir yüreğimin sızısını?
Hayallerime hâlâ âşık mı ceviz kokusu?
Beni yine özler mi şırıl şırıl akan berrak su?
Gözlerimin gittikçe ağırlaşan buğusu
Çocukluğumla arama kurulmuş bir pusu.
Galiba bütün çocuklar, unuttuk o eski şarkıyı
Zaman ayrılıkların bestesini işledi kalbimize
Soğuk sular niyetine yıllarca yudumladık acıyı
Hasret kokulu yılları katık yaptık ekmeğimize?