Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Seyfi GÜNAÇTI


?Çocuklar ölmesin?miş!


8 Ocak 2016 Cuma akşamı Kanal D´de yayınlanan ´Beyaz Show´ proğramına telefonla katılan ve öğretmen olduğunu söyleyen Ayşe Çelik adındaki kadının, PKK propagandası yaptığı iddia edilmiş ve mahkemeye sevk edilmişti. Yerel mahkemenin Ayşe Çelik hakkında verdiği 1 yıl 3 aylık hapis cezası 2 Ekim´de bir üst mahkeme tarafından onandı.
Şimdi bu konuyu neden gündeme getirdim?
Hapis kararının onanması üzerine, bir gazete Ayşe Çelik ile bir röportaj yapmış ve bunu çok önemli bir habermiş gibi, ?Yine BARIŞ dersi verdi? başlığı ile manşet yapmış. (5 Ekim 2017)
Haber ´YÜREĞİM SIZLADI´ ara başlığı altında şöyle devam ediyor:
?Ayşe Çelik, telefonla bağlandığı televizyon programında ´Çocuklar ölmesin´ dediği için hapis cezasına çarptırıldı.?
Gerçekten öyle miydi?
Elbette hayır.
Eğer haber bir çarpıtma değilse, gerçekleri gizleme söz konusu.
A. Çelik´in konuşmasında ?çocuklar ölmesin? cümlesi geçiyor ama bu ifadenin önündeki ve sonrasındaki sözleri vahim. Çünkü cümlenin gelişinden anlaşılan o ki, A. Çelik bu sözleri ile masum çocukları değil, teröristleri kast eder görünüyor.
İsterseniz Ayşe Çelik´in o akşam yaptığı konuşmayı bir kere daha okuyalım.

?Ülkenin doğusunda yaşananların farkında mısınız? Burada yaşananlar ekranlarda çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık; insanlar ölmesin. Çocuklar ölmesin. Anneler ağlamasın.?

A. Çelik, ?biz? derken kimleri kast ediyor dersiniz? Tehdit edilen, evleri okulları yakılan, şiddet gören masum vatandaşı mı kast ediyor?

Hiç sanmam. Onları zaten devlet görüyor. Güvenlik güçleri zaten onların yanında.

Peki, vatandaşı öldüren asker mi? Çocukları öldüren güvenlik güçleri mi? Anneleri ağlatan polis mi?

Tabii ki değil.

Ayşe Çelik şöyle devam ediyor:

?Ben öğretmenim. Öğrencileri terk eden öğretmenlere seslenmek istiyorum. Bir daha oralara nasıl dönecekler? O tertemiz yürekli çocukların yüzüne nasıl bakacaklar?..?

Ayşe Çelik, ?Ben öğretmenim? derken yalan söylemiş. Kendisi Dicle Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Öğretmenliği mezunu. Fakat henüz atanamamış. Zaten Milli Eğitim Bakanlığı, Diyarbakır´da çalışan ve adı Ayşe Çelik olan üç öğretmene ulaşıldığını ve onların, Beyaz Show´a bağlanan kadın olmadığını açıkladı.

Ayşe Çelik, MEB´nın talimatıyla bölgeyi terk eden öğretmenleri niye kınıyor? Gerçekten ´o tertemiz yürekli çocuklar´ı düşündüğü için mi?

Hayır!

Öğretmenler bölgede kalsın ki, güvenlik güçleri rahat çalışamasın. Teröristler; öğretmenlerin, öğrencilerin, sivil halkın arkasına saklansın. Bir bakıma sivil
halkı canlı kalkan olarak kullanabilsin. Askere, polise rahatça kurşun yağdırabilsin, bombalı tuzaklar kurabilsin!

Bunlar benim hayal gücümün ürünü mü?

Değil.

Kendini öğretmen olarak tanıtan bu kadın ?Anneler ağlamasın? derken, yıllarca terörist kurşunları ile can veren şehit analarından hiç söz etmiyor.

Şehirlerde hendekler kazıp bölgeyi savaş alanına çeviren PKK´lılara tek lâf etmiyor. Teröristlerin; asker ve polis bir yana; doktor, hemşire, öğretmen,
köylü demeden yaptığı katliamları, bölge halkının hayatını zindana çevirmesini hiç gündeme getirmiyor. Zaten İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza
Dairesi, yerel mahkemenin kararını onayarak, o kadının terör örgütünü övdüğünü tescillemiş oldu.

Hal böyle iken, bu kadını masum göstermeye çalışan basına ne diyeceksiniz?