Gençlik, geleceğimizdir. Bu bakımdan çocukların eğitimi önemlidir. Eğitim deyince akla sadece okulun gelmesi doğru değildir. Evet, okullar birer eğitim yuvasıdır. Ancak çocuğun yetişmesinde, ailelerin çocuklarına verecekleri eğitim ve terbiye de önemlidir. Bazıları için söylenen “Ana baba terbiyesi görmemiş” sözü, bunun delilidir.
Çocuklarda “okul öncesi çağı” dediğimiz dönem, çocuğun gelişimi ve yetişmesinde çok önemli bir devredir. Okul öncesi çocuğu, devamlı bir öğrenme açlığı içindedir. Her gördüğü, her duyduğu şeyi sorar. “Anne bu ne?”, “Baba bunun adı ne?”, “Bu niçin böyle?..” Çocuk bıkmadan usanmadan sorar da, ana baba cevap vermekten bıkar. Ancak ana babalar, çocuklarının geleceği için, onların sorularına doğru ve mantıklı cevaplar vermeyi ihmal etmemelidirler.
Çocukların ilk kahramanları anne-babalarıdır. Her anne baba; en cesur, en kuvvetli, en yakışıklı, en maharetli, en zeki… insan olamaz. Ancak herkes, eğer isterse; dürüst, nazik, hoşgörülü, tatlı dilli, güler yüzlü olabilir.
Kontrolsüz bir şekilde televizyon seyreden okul öncesi çocuklarında, hayal ile gerçeği birbirinden ayıracak zihin olgunluğuna erişemedikleri için, olumsuz değer yargıları oluşur. “Güçlü olan kazanır” ana fikri üzerine kurulu çizgi filimleri izleyen çocuklar, aralarındaki anlaşmazlıkları konuşarak çözmek yerine, bu filimlerin etkisiyle şiddet yolunu tercih edebilirler. Bu da ilerki yaşlarda toplum için tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Bir de Harry-Potter örneğinde olduğu gibi, İslâm inançlarıyla bağdaşmayan; sihirbazların, cadıların, hayaletlerin, insanüstü hayalî yaratıkların… öne çıkarıldığı filimleri seyretmek de, çocuklarda olumsuz etkiler bırakabilir, yanlış inançların oluşmasına yol açabilir. Ana babaların bu konularda dikkatli olmaları gerekir.
Psikologlar, ana babaların bu yaştaki çocuklarıyla birlikte çizgi film seyretmelerinin faydalı olduğunu söylüyorlar. Çünkü filmi seyrederken zaman zaman onlarla konuşabiliyor, gerektiğinde birlikte gülüyor, bazen faydalı uyarılarda bulunabiliyorsunuz. İşin içinden çıkılamayan durumlarda bir psikoloğa, konunun uzmanına danışmak çare olabilir.
Günümüzde televizyon kanallarının sayısı çoğaldı. Televizyonlarda her türlü yayını görmek mümkün. Zararlı yayınlar konusunda, “Elinde kumanda var; proğramı beğenmiyorsan düğmeye basar kanalı değiştirir, düğmeye basar televizyonu kapatırsın” demek sorunu çözmüyor. Çocuklar bir filmi seyrederken, onları ikna etmeden televizyonu kapatmak, daha kötü sonuçlar doğurabilir.
Çocukların sonraki kahramanları; dinledikleri hikâyelerin, okudukları romanların, seyrettikleri filimlerin kahramanlarıdır. Ancak onlara tarihimizin gerçek kahramanlarını da tanıtmak gerekir. Kahramanlarımızdan bahsederken sadece erkekleri değil; Nene Hatun`u, Kara Fatma`yı,Gördesli
Makbule`yi, Kırımlı Ayşe Çavuş`u,Gevher Nesibe`yi…de onlara anlatmalıyız.
Sonuç olarak; çocuğun gelişimi ve terbiyesinde okulun olduğu kadar ana-babanın da rolü önemlidir; ailede verilecek eğitim değerlidir. “Aile terbiyesi görmüş” sözüne muhatap olabilen çocuklara ve onları yetiştiren ailelere ne mutlu.
İyi haftalar
