Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Nazmi KILIÇ


ÇOCUKLARINIZA SORUMLULUK VERİN (1)

Yeni nesildeki ve okula yeni başlayan çocuklardaki değişiklikleri bilmem kaçımız fark ediyoruz. Uzun yıllar öğretmenlik yapmış bir eğitimci olarak bu yılki birinci sınıf öğrencilerini görünce ister istemez endişe duymaya başladım.


Yeni nesildeki ve okula yeni başlayan çocuklardaki değişiklikleri bilmem kaçımız fark ediyoruz. Uzun yıllar öğretmenlik yapmış bir eğitimci olarak bu yılki birinci sınıf öğrencilerini görünce ister istemez endişe duymaya başladım.
Bir baba, bir öğretmen olarak çocuk yetiştirme konusunda yaptığımız en önemli hataları sizlerle paylaşmakta fayda görüyorum. Siz değerli anne babaların biraz daha dikkatli olmasını ve bahsedilen bu hatalara düşmemelerini şiddetle öneriyorum.
Bu yıl birinci sınıfı okutmam hasebiyle gördüklerimi mesleğimin ilk yıllarındaki çocuklarla aralarında çok farkın olduğunu gördüm. Bu yılki öğrencilerimde gördüğün en önemli farlılık zeki olduklarıydı. Elbette ki çocukların zeki olmaları öğretmenin işini her zaman kolaylaştır. Ama bunlar öyle değiller. Önceki yıllarda sınıftaki öğrenciler öğretmeninin gözünün içine bakarlar, ne istenirse eksiksiz yapmaya çalışırlardı. Yapamayanlara da biz ellerinden tutar, nasıl yapacaklarını kavratırdık.
Bu yıl okula yeni başlayan çocuklardan bir şeyler yapmalarını istediğimde suratına baktıklarını ne yapacaklarını bilemediklerini, çocukların zekâ sorunu olmadığını ama yönergeleri anlama ve uygulamada çok sıkıntı yaşadıklarını gördüm. Yazması gereken yazıyı yazmadıklarını ve yapması gereken etkinliği yapmadıkları çok zaman dikkatimden kaçmadı. Her daim çeşitli bahanelerle dersi kaynatmaya çalışıyor, yapmamakta ayak diretiyorlardı. Yapmaya ve yazmaya zorladığımda ise saçma sapan ürünler ortaya çıkıyor.
Bu nasıl oluyor anlayabilmiş değilim. Veliler sırtlarında çanta sınıfın içine kadar geliyorlar. Çocukları sıralarına oturtuyorlar ve ondan sonra gidiyorlar. Daha önceki yıllarda böyle değildi. Veli çocuğunu hazırlar okula gönderirdi. Bu çocuklar nasıl gayret gösterirlerdi söyleneni yapmaları, gösterileni yazmaları için.
Maalesef günümüz çocuklarında yönergelere uyma konusunda sıkıntı büyük. Bunun sebebini düşündüğümde çocuk yetiştirme konusunda yaptığımız hatalardır. Bir baba olarak önce kendimi sorguladım. Bir köyde doğup büyümüş, yatılı okullarda okumuş, bekarlık döneminde hiç kimseden hiçbir şey istemeden bütün işlerini kendisi yapmış biriydim. Bu tutumum evlendikten sonra da devam etti. Eşimden ve çocuklarımdan bir şey yapmalarını istemeden her şeyi kendim yapmaya çalışıyordum.
Eve ait yapılması gereken bütün işleri kendim yaptım. Getir götür, ıvır zıvır işleri yapmanın görevi sadece babanınmış gibi ben yaptım. Faturaları bizzat kendim öderdim. Bir keresinde üniversiteye giden kızım ?Baba ben neden hiçbir zaman fatura ödemedim? deyince bu işleri çocuklarına yaptırmamanın onlara iyilik olacağını düşündüm. Pazara yalnız gittim, alış verişi yalnız yaptım. Bir kilo eşyayı taşımaları için yardım istemedim. Ben varken ben yapayım, bu benim sorumluluğum dedim. Zaman geçip çocuklarım büyümeye başlayınca çocuklarımdan zorunlu hallerde bir şeyler yapmalarını istediğimde çocuklarımın bu konuda sıkıntı yaşadıklarını gördüm. En basit işleri bile yapmaktan çekiniyorlar ve sorumluluğu yine bana atıyorlardı. Zamanla yarıştığımız işlerde en basit işlerimizi yaptıramazdık, çünkü alıştıramamıştık ve onlara vaktinde yeterince sorumluluk vermemiştik.
Hâlbuki biz küçükten böyle değildik. Kendiişlerimizi kendimiz yaptığımız gibi, ailedeki büyüklerin hatta mahalledeki komşuların bile küçük işlerini yapardık. Bir komşu bakkala gidip bir şeyler almamızı istese koşarak gider, beş dakikada bu işi hallederdik. Evde, ahırda, bahçede, tarlada yapılması gereken tüm işlerde ailemizin yanında olur, onların getir götür işlerini yapar, işlerin bir ucundan tutardık. Bizim yörede çocuklardan böyle bir şeyler istenmesi bizim zamanımızda oldukça yaygındı. Gün içinde çocuklardan yardım istenir, çocuklar da bu işleri şevkle yapardı.