Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Zeki ORDU


Çöle Düşen Damlalar


Çöllerin ortasına düşüyorken her damla
Gülzarı yeşertecek işaret veriyordu
Gönlüne dolan her ses o mukaddes Hira´da
Yepyeni bir hayatı haberdar ediyordu

Okumayı emretti gaiplerden gelen ses
Birden bire şaşkınlık ve derin bir sükûnet
Anlatırsa bunları, nasıl inanır herkes
Yoruma mahal mi var; emir kat´i, hüküm net

Sanki o dağda değil, dağı o taşıyordu
Dağların çekindiği emanet ona teslim
Evine gelir iken olana şaşıyordu
Bildiği ´bildirilen´, değil idi müneccim?

Uzun sürmedi esrar, aralandı perdeler
Haktan gelen o buyruk, sen Resulsün diyordu
Korkmayacaktı artık, doğuracak gebeler..
Analar şefkat ile kızları seviyordu?

İlk Müslüman Hatice ve dahi Ebubekir
İman yaşa bakmazdı ispatı ise Ali
Daha ilk andan beri dilde gönülde zikir
İlk anda belli değil, kim akıllı kim deli?

Zulme maruz kalanlar, bir anda O´na koştu.
Yaşadığı o asrın, acımasız hâkimi;
Ebucehil şaşırmış vaziyette konuştu:
Abdullah´ın yetimi, O resul olamaz ki..

Ömer hiddetli adam, ?O´nu ben yok ederim?
Adımlar O´na doğru, nefis dağlarda zirve
Yeter ki böyle olsun dünyadaki kederim
Hakikate manidir gönülde ise perde

Dedi Ömer´e biri ? bu ne hiddet ya Ömer?
Kız kardeşin inanmış, yaptığın nafile iş
Şimşek çakar beyninde aniden eve döner
Sure-i Taha ile hakikatte tükeniş

Bir anda zaman, mekân birbirine karışır
Öteler yakın olur, zahiri hakikatte
Bir anlık sükûnetle kendisiyle barışır
Maverada kazançlar, kayıplar hep surette

Kendi karanlığını terk etmedi çok kimse
Ve fevc fevc nura doğru müminlerdi koşanlar
Vazifesi Resul´ün tebliğ idi sadece
İmanla şeref buldu, O´na doğru koşanlar

Tamam oldu dinlerin en mükemmel olanı
Başında asırlara hükmedecek muallim
Kefil idi yaratan, korumaya Kur´anı,
Bırakmadı geriye ne tereddüt ne vehim

Her saniye yokluğu içimizi burarken,
Günbegün muhabbeti gönüllerde artıyor
Bıraktığı topraklar, her dem huzur ararken;
İnsanlık onu şimdi daha da çok arıyor?