Çözüm nerede?

Bir öğretim yılı daha sona erdi. Lise son sınıflar hariç, öğrenciler 3 ay sürecek bir tatile girdiler. Son sınıf öğrencilerine üniversite sınavında bir kere daha başarılar diliyorum.

Yanlış yapma korkusu ile tam adını söylemedim, genel ifadeyle ?üniversite sınavı? dedim. Çünkü bu sınavla ilk karşılaştığımdan bu yana kaç defa isim değiştirdi, şimdi sayamam! Yöneticilerimiz kavram kargaşası oluşturmaya bayılıyorlar! Bir istikrar yok. Liselere geçiş sınavının adını TEOG koyalı kaç yıl oldu bilmiyorum. Korkarım yakın zamanda bu da değişir.

Öğrenciler tatile girdiler ama öğretmenleri hâlâ çalışıyor. İki hafta sürecek bir seminer proğramımız var. Bu kapsamda giderayak bana da bir görev verdiler; Maarif Davamız ve Nurettin Topçu.? Memnuniyetle kabul ettim. Değerli mütefekkir Nurettin Topçu´dan 3-5 kelâm edecek olmaktan dolayı sevindim. Onun ?Taşralı? isimli kitabını okuyalı 40 yıl olmuştur. Kitapta çok anlamlı dörtlükler vardı. İki tanesini hâlâ hatırlarım.

Topçu´nun, ?Türkiye´nin Maarif Davamız? isimli kitabını Edebiyat Öğretmeni Ahmet Sezgin´den aldım ve incelemeye başladım. Daha ilk sayfadaki tespitleri, konuyu anlatmaya yetiyor.

Sayın Topçu eserinin ilk bölümüne ?Gençlik, geleceğin tohumudur. Bu tohumun özüne bakarak yarınımızı keşfetmek zor olmayacaktır? diyerek başlamış. Sonra, ?Ashab devri, İslâm´ın ilk gençlik devridir? Yavuz Selim, sanki Hattab´ın oğlu Ömer´in tekrarlanan gençliğidir? diyerek devam etmiş.

Gençlik! Geleceğimizin teminatı olan gençlik.

Bugünkü gençliğimiz, acaba geleceğimizi teminat altında görme ümidini bize veriyor mu? Hiç düşünmeden ?Evet? cevabı vermeyi çok isterdim ama endişelerim buna izin vermiyor. Elbette N. Topçu´nun çizdiği özellikleri taşıyan pırıl pırıl geçlerimiz var. Lâkin sayıları, geleceğimizi teminat altında görmemize yetmiyor.

Bugün lise öğrenimi mecburidir. Bu sebeple 7 yaşından 18 yaşına kadar olan gençlik okullardadır. Okullarımıza göz attığımızda durumu pek de iç açıcı göremiyoruz.

Sınıfta kız öğrencilerin bulunduğunu düşünmeden edep dışı konuşan hayli sayıda lise öğrencisi varsa? Bir lise öğrencisi, öğretmenin bulunduğu ortamda ?ohaaa!? demekten çekinmiyor ve sorulduğunda bu ifadenin tam anlamını bilemiyorsa? Öğrenci, derse girmekte olan öğretmeni uyur vaziyette karşılıyorsa, sizin bu konudaki düşüncelerinizi bilmek isterim.

?Efendim! Öğrenci öğretmenin durumuna göre tavır alır? tespitini geçiniz. Öğretmen daha sınıfa selâm vermedi ki! Öğretmen daha derse başlamadı ki! Sen ne zaman öğretmenin ders anlatmasından sıkıldın da uykuya daldın? Kaldı ki, en azından ?öğretmen´ oluşu bakımından o kişiye saygı gerekmiyor mu? ?Bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum? sözünün anlamı nerede kaldı?

Bir genç lise 1´e geldiğinde en azından 15 yaşındadır. Kanunlarımıza göre reşit olma yaşı her ne kadar 18 ise de, dini bakımdan 15 yaşındakilerin çoğunluğu mükelleftir. Yani ne yaptığını bilecek yaştadır. Bu çocuk buraya gelene kadar 4+4= 8 yıllık bir eğitimden geçmiştir. Peki, bu süre içinde kendisine hiç edepten, terbiyeden, saygıdan söz edilmemiş midir?

N. Topçu´nun tespiti bir bakıma bu sorunun cevabı gibidir:

?Zamanımızda âdeta milli mukaddesatının seviyesine yükseltilen tekniğe bağlı değerler, millet kültürünü azar azar ortadan kaldırmaktadır. Yöneticilerin güttüğü maarif davası, sadece teknik davasıdır. Bütün mektepler fen mektebi olma yolundadır ve millî mektepler de can çekişmektedir.? (Türkiye´nin Maarif Davası, sayfa: 12)

Kitabın ilk baskısı 1960´da yapılmış. Peki, Topçu o günden bu zamanı nasıl görmüş?..

Gençliğin bu hale gelmesi sorgulanırken sorumluluğu sadece ?Sistem´e yüklemek ne derece doğru olur? Eğitimcinin söyleyeceği hiçbir şey yok mudur? Bir öğüt, bir nasihat, bir uyarı, bir hayat tecrübesi dersi?..

Din Kültürü ilçe zümrelerinde hep müfredatın yetersizliğinden söz edilir. ?Bu kitap dinimizi anlatmıyor. Sanki bir Felsefe kitabı!..? Bir diğer öğretmenin cevabı, bu konunun da cevabı sayılır:

?Sen Din Kültürü öğretmenisin. Konu Felsefe de olsa, İnkılâp Tarihi de olsa sen ona güzel ahlâktan söz edebilir, Peygamber (SAS)´in hayatından örnekler verebilirsin??

Çözüm?

Bence çözüm kendimizde. Çözüm, eğitimcilerde.