Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Çözüm nerede?

Çözüm nerede?


Geçtiğimiz Pazar günü “Dünya Kadınlar Günü”ydü.
Bugünün, söylemine uygun olarak, kadınlarımız için ve dolayısıyla milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Kadınlar Günü`ndeki eylemlere ve söylemlere hep ihtiyatlı yaklaşmışımdır. Bir genelleme yapmak doğru olmasa da, göstericilerin bir bölümünün konuyu başka yönlere çekmeye ve ideolojik emelleri için kullanmaya çalıştığını görüyoruz.

Bazıları Dünya Kadınlar Günü`ne bir kelime ekleyerek ifade ediyorlar:
“Dünya Emekçi Kadınlar Günü.”

Bildiğim kadarıyla, şimdiye kadar adında `emekçi` kelimesi olan eylemler toplumu germiş, hiçbir zaman hayra vesile olmamıştır.
Neden sadece “Emekçi Kadınlar?”

Ben emekçi kadınlar ifadesinde bir ayrımcılık kokusu alıyorum.
Bu ülkede emekçi olmayan kadın yok mu?

Günlerini konken partilerinde harcayan, ekmek elden su gölden yaşayan kadınları kast ediyorlarsa, bunların oranı % 5`i geçmez. Bu da dikkate alınacak bir yekün oluşturmuyor. Öyleyse “emekçi kadınlar” ifadesiyle kimleri kast ediyorsunuz?..

Maaşlı, ücretli bir işte çalışmıyor olsa da, bana göre bu ülke kadınları emekçidir. Kadın evinin işini yapar. Çocuğunu büyütür. Buğdayını eker, ekinini biçer. Hayvan otlatır, fındık toplar. Tırpanla ot biçer, sırtında odun taşır. Aslında gerçek emekçi onlardır. Onlar; büroda, masa başında çalışanlardan daha emekçidirler. Fakat “emekçi kadınlar” söylemini öne çıkaranların, bu gurubu hesaba kattığını sanmıyorum.

Bu seneki kadınlar gününde kadına şiddeti protesto eylemleri öne çıktı. Bir gün sonraki gazetelerin hemen hepsi bu konuya yer vermişti:
Milliyet: Kadınlar isyanda.
Sabah : Kadına karşı şiddetin takipçisiyiz.
Posta : Türkiye bir ÖZGECAN`dır.
Habertürk: Günün profili; kutlama ve isyan.

Kadına şiddeti ve tacizi protesto edeceğiz ama ideolojik söylemlerle, erkeklerin etek giyerek sokaklarda dolaşması ile bu olaylar önlenemez. Bazı erkekler etek giyerek olayı protesto etti diye acaba kaç sapık pişman olmuş, kaç cani niyetinden vazgeçmiştir? Cezaları artırmak da çözüm değildir. Çünkü bu suçların azımsanmayacak kadar ağır cezası vardır.

Çocuğa cinsel istismarın cezası; sadece sarkıntılık düzeyinde olmuşsa 3 yıldan 8 yıla kadardır. Daha ileri safhasının cezası ise 8 ile 15 yıl arasıdır. Mahkeme, 14 yaşındaki bir kıza tecavüz edenlerden birisine 24 yıl ceza verirken, aynı suça iştirak eden diğer ikisine de 17`şer yıl vermiştir. Adam öldürmenin cezası da 24 yıldan başlar.
Bu cezalar, tecavüzleri ve cinayetleri durduramıyor.

Sebep idam cezasının kalkması mıdır?
Bence hayır.

Kadını öldüreni idam etmeye gerek yok. Çünkü adam önce kadını öldürüyor, sonra da kurşunu kafasına sıkıyor. Siz böyle kişileri ölümle korkutamazsınız.
Peki çare nedir?

Bir kuruluş, kadınlar günü için proğram düzenlemiş. Reçeteyi de vermiş:
“Kadına şiddeti, ahlâk ve maneviyat engelleyebilir.”
İyi haftalar.