Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Ahmet SEZGİN


CUMA, KARNE GÜNÜ MÜYDÜ SAHİ?

CUMA, KARNE GÜNÜ MÜYDÜ SAHİ?


21 Ocak 2022 Cuma günü, ilk, ortaokul ve liselerin karne günüydü. Pandemi sebebiyle  öğrenciler, 2 yıldır karne sevinç ve heyecanını hiç yaşayamıyorlardu maalesef? Bundan dolayı Allah'a şükürler olsun.

Bizler, ilk, ortaokul ve lise yıllarımızda karne almadan bir iki hafta önce çok büyük heyecan içinde olurduk. Başta ailemiz olmak üzere bize güvenenleri mahcup etmeyecek, onları gururlandıracak karneyle gitmek isterdik evlerimize. Hele karne gününden bir gece öncesinde heyecandan uyku uyuyamazdık neredeyse. “Acaba karnemizde öğretmenlerimizin vereceği kanaat notlarıyla bir sürpriz yaşayacak mıyız?” diye merak içinde ve büyük umutlarla giderdik okula. Bazen umduğumuzdan daha iyi olurdu karnemiz ve çok sevinirdik. Bazen de hayal kırıklığına uğrar, çok üzülürdük. Bugünkü öğrenciler gibi çok yüksek not almışsak “Ben aldım.” der, düşük not gelmişse karnemize “Hoca verdi.” derdik. Alacağımız ‘aferin’lerle beraber hediyeleri hayal ederdik.Yıllardır öğretmen olarak güller yetiştirmeye gayret ediyorum. Öğrencilerimle o heyecanı yaşıyor, öğrencilik yıllarımın en mutlu ve heyecanlı günleri olan karne günlerini özlüyorum.

 İlk ve ortaöğretimdeki öğrencilerde bizim duyduğumuz büyük heyecan ve mutluluğumuzu göremiyoruz yıllardır. Eee ne de olsa "e-okul"umuz, her şeyi önceden bildiriyor öğrenci ve velilere değil mi? E-okul, birçok hususta kolaylık ve fayda sağlıyor ama merak ve heyecanımızı yok etti sanırım. 

 Proje imam-hatip lisesinde öğrenci olan yakın akrabam, dün bize gelmişti. Karnesini sordum. Almaya gitmedim, e-okuldan bakarak bütün notlarımı biliyorum. Takdir aldım, dedi. Sen yine karne ve takdir belgeni alsan iyi olurdu yeğenim, dedim. Belgelerini elimize alamadan tebrik edip karne hediyesini verdim. Bana çok tuhaf geliyor bu durum. En azından dönemin son haftasında e-okul, öğrenci ve velilere kapatılmış olsa hem karne heyecanı olurdu hem de teşekkür, takdir alacağım hocam, diye yüksek performans notu istenme sıkıntısından kurtulunmuş olurdu. Böylece daha hakkaniyetli sözlü notu da verilmiş olurdu belki. 

Etkileşimli tahta ismiyle "akıllı tahtaları"ımız da var akıllı telefonlarımız da. Öğrencilerimizin çoğu teşekkür, takdir ve onur belgesi alıyor. Lise öğretimi zorunlu olduğu için sınıfta kalmak, geçmekten daha zor zaten. Teşekkür, takdir belgelerinin çokluğu, sınıf geçmeyi, liseyi hatta üniversite bitirmeyi hakiki başarı kabul ederek mutlu olup geleceğe daha umutla mı bakalım? "Milli eğitim", bu tablonun neresinde? Eğitim, ilim, irfan, fikir, kültür ve sanat alanında vasıflı, erdemli, şahsiyetli, umutlu, idealist, cesur, azimli, başarılı adamlar yetiştirme konusunda neler yapabiliyoruz? 

Neyse, aslında ben 1. dönemde çok başarılı olan öğrencilerimizi ve velilerini tebrik edecektim. Onlar tatili fazlasıyla hak ettiler. Dinlensinler, sosyal faaliyetlere zaman ayırsınlar, kitap okusunlar. Sınava girecekler de biraz tekrar yapıp ders çalışsın. Zayıfı olanlar, aileleriyle birlikte muhasebe yapsınlar ama umutlarını da kaybetmesinler. Onlara baskı yapılmasın asla. Evlatlarımıza sorumluluk kazandırmamız, onların sıkıntılarını anlayıp çözmeye gayret etmemiz gerek.

Bütün öğrencilere ve meslektaşlarımıza hayırlı tatiller diliyorum. Selam, dua ve muhabbetlerimle...