Bizim gibi gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde, her zaman yolsuzluk olayları gündeme gelmiştir. Yahya Demirel, bir bankanın içini, çuvallara doldurduğu paralarla boşaltmıştı. Rahmetli Özal döneminde, Devlet bakanı olan İsmail Özdağlar, Yüce Divanda yargılanmış, istifa etmişti. Zamanın Başbakanı, yolsuzluk varsa, gereği yapılsın demiş, sonraki seçimlerde daha güçlü çıkmıştı. Mataracılar, yumurtacılar, fenerciler hatırımızda kalan diğer yolsuzluklardan bazıları.
Bir haftadır, güzelim cennet vatanımızın üzerinde kara kara bulutlar dolaşıyor. Bulutların boşalttığı zehirli yağmurlarla oluşan zararın, ülkemizde Cumhuriyet döneminin en büyük hasarını oluşturduğu söyleniyor.
Halk Bankası Genel Müdürü, bankası fazla güvenli olmadığı için olsa gerek, demet demet Euro`ları, kutu kutu Dolar`ları evine götürmüş. Okul yaptıracakmış. Hem de İmam-Hatip Okulu. Bakanların çocukları villalarını satmışlar, paraları evlerinde bulanan kasalara koymuşlar, (villaları nerden buldularsa) ne var bunda diyeceğim geliyor? Ama, inanın kazın ayağı dışarıdan öyle görünmüyor. Kimse bu olanlardan söz etmiyor, dış güçlerin oyunu, hükümetimizi yıpratmak istiyorlar diyorlar. Sonra da, valimi yedirtmem, bakanımı yedirtmem hikâyesi.
Nasrettin Hocanın evine, devamlı hırsız giriyormuş. Demişler Hoca`ya:
-Kapıları kapatmalıydın. Pencereler kapalı olmalıydı. Hatta kilitlemeliydin.
-İyi de, hırsızın hiç mi suçu yok, bu işte.
Varsa da hukuk bu sorunu çözer. Ama hangi hukukla?
Hüseyin Çapkın, çoğunlukla büyük şehirlerde görev yapmış başarılı bir, emniyet müdürüdür. İzmir`de, İstanbul`da büyük başarılara imza atmış bir devlet memurudur. Hep böyle olmuştur, büyükler atışır, tepişir, olan devletin memuruna olur.
Apar topar, gece yarısı yönetmeliğin değiştirilmesi, yapılan bu operasyonda usul hatası olmadığını gösteriyor. Polislerin soruşturmayı yürütürken, amirlerinin haberlerinin olmaması yasa gereğiymiş zaten.
Şimdi ne olacak, bakın. Sayın Bakanım, sayın valim, emniyet müdürüm, sizin veya çocuklarınızın hakkında yolsuzluk ve rüşvet iddiaları var. Eğer izin verirseniz soruşturmak istiyoruz. Yok evladım, ben onun cezasını veririm. İki tokat atar, bir daha yapmaz, diyeceğiz galiba. Ya da, tamam sen şimdi git, ben gereğini yaparım mı denilecek. Devlet içinde çeteleşmeler varsa, tabi ki üzerine gidilmelidir. Ama bunu yaparken hukuk korunmalıdır. Hukuk herkes için olmalıdır. Polis de, savcı da, hakim de bizim için vardır. Benim için değil. Bu son çıkan yönetmelik ise, her şey gizli kalacak yönetmeliğidir.
Muz cumhuriyeti değiliz, deniliyor ama, şu olanlar ancak muz cumhuriyetinde yaşadığımızı gösteriyor.
*** *** ***
MECLİSTEKİ AÇLIK GREVİ
Mecliste HDP’li milletvekillerince açlık grevi yapılıyordu. Gariplerim, dört gündür aç açına, hem de boşu boşuna beklediler, durdular. Ortalık toz duman olunca, kimse fark etmedi dört vekilin eylemini. Basın da tek kelime etmeyince, pisi pisine gitmeyelim dediler galiba. Çok şükür bıraktılar eylemi. Ülkemiz de rahat bir nefes aldı anlayacağınız. Kalın sağlıcakla…
Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma
