Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Zeki ORDU


DARBE TEŞEBBÜSLERİNE TERDBİR ALIYOR MUYUZ?


Ne zaman bir darbe veya teşebbüsü olsa belli bir zaman konuşur sonra unutur gideriz. Dedemden dinlediğim ?Altmış ihtilali? adı verilen meşum hadisenin ardından; birilerinin ?Şapkasını alıp gittiği? adına ?Muhtıra? denilen hadise de millet iradesine konulan ipotekten başkası değildi. sonra 12 Eylül?

Her hadisenin ardından biraz konuşur sonra benzeri hadiselerle bize kendisini hatırlatır. İyi de bunun bir tedbiri yok mudur? İlla ?Tarih tekerrür? mü edecek. Hisseden kıssa çıkartmamız gerekmiyor mu?

Peki, bu darbe veya teşebbüsü kimler tarafından oldu bu zamana kadar? Bunun cevabı belli. Çünkü kim gücü kendinde bulursa onun tarafından oluyor. Öyleyse bunun bir çaresi olmalı.


Bazen, bazı şeyleri güçleştirmek, kötülüğe giden yolları ortadan kaldırmak kötülükleri de ortadan kaldırmak demektir. İnsan bu nefis taşıyor. Belli bir gücü de var. Ne olacak o zaman? ?Ülkenin menfaati açısından idareye el konulmuştu? cümlesiyle biten bildiri televizyondan okunur, mesele de hallolmuş olur.


Öyle mi?


Öyle değil. Bu davranışlar gözbebeğimiz ülkemizin bekası durunda olan Silahlı Kuvvetler için menfi bir hal meydana getirir ki bu güzide kurumuz hakkında güven kaybı demektir. Böyle bir durum istikbalde nahoş durumlara yol açar.

Halbuki bu millet askerini her zaman çok sevmiştir. Ordumuz bizim medar-ı iftiharımızdır. En güvenilir müesseselerin başında gelir. Peygamber ocağıdır. Asla ve kat´a yıpratılmamalı hiçbir menfi hallerle yan yana gelmemelidir.


Öyleyse ne yapılacaktır?


Kuvvet Komutanlıkları bir arada olmamalıdır. Yani başkentin dışında konuşlanmalıdır. Her bir kuvvet komutanlığı ayrı bir vilayette olabilir. Edirne, İzmir, Adana, Kayseri veya buna benzer yerlerde olup ?harici? düşmanlara karşı her an teyakkuz Halide olmalıdır.


Genel Kurmay Başkanlığının ya Selçuklunun başkenti Konya ya da Osmanlının neşvünema bulduğu Bilecik´in Söğüt ilçesinde olduğunu düşünebiliyor musunuz? Bu duruma özellikle Batı ve Okyanus ötesi ne der acaba?


Sadece gerekli olduğu zamanlarda Ankara´da bulunup daha sonra tekrar görev mahallinde olması akıllara her şeyi getirmez. Ankara´yı da emniyet kuvvetleri korur.


Daha etkili ve daha kolay başka bir yol bulunabilir. Mesele bu işlere biraz mesai harcamaktır. Hem herkes töhmet altında kalmaz hem de rahat ve huzur ile vazifesini ifa eder. Bu işten ?dâhildekiler? memnun olur olmasına da ?hariciler? ne der bilemeyiz.


Artık her gece televizyondan ?bildiri? var mıdır vehmiyle yaşamak istemiyoruz. Vatanda her gün ?nöbet? tutamaz. Nihayetinde ?Müesses nizam? vatandaşın sulh ve sükunu için elzem olan tedbirleri alır, onlar ?uyanık? durur veya olurken biz de gamsız kedersiz uyuruz.


Sürçü lisan ettikse affola.


?Darbeler hayır!? demekle darbeler sona ermez.