Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Deniz dalgasız olmaz


Halâ anıyor ve övüyorlar.

Aradan 45 yıl geçti, halâ aynı yerdeler. Bir gram değişiklik yok.

Ya gerçeği görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar.

´Deniz Gezmişciler´den söz ediyorum.

Gazetede bir başlık; ?Denizlere çıkar sokaklar.? (Cumhuriyet, 06.05.2017)

İç sayfadaki habere biraz daha duygusallık katmışlar:

?Üç fidan anılıyor.?

Üç fidan´ dedikleri; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan.

Onları anıyor ve bizim de anmamızı, onları sevmemizi istiyorlar.

İyi de övülecek ne yapmış bu Deniz Gezmişler?..

Vaazlarıyla cemaati mi aydınlatmışlar?

Halkımıza vatan ve millet sevgisi mi aşılamışlar?

Bir fakirin karnını mı doyurmuşlar?

İnsanlığa faydalı bir buluşa mı imza atmışlar?

Bir iş yeri açıp işsizlere iş imkânı mı sağlamışlar?

Bir haksızlığı, bir yolsuzluğu mu önlemişler?

Bir bahçeye ´üç fidan´ mı dikmişler?!.

Elbette hiç biri değil.

Üç fidan mı yoksa üç kazık mı, biraz sonra anlayacağız.

Şimdi onların neler yaptıklarına bir göz atalım:

Deniz Gezmiş, Kasım 1967´de Amerikan bayrağını yakma eylemine katılmış. 12 Haziran 1968´de arkadaşları ile İstanbul Üniversitesini işgal etmiş ve eğitimi engellemiş. 1969´da Filistin´e gitmiş ve gerilla eğitimi almış. Bu eğitimin, terör eylemleri için alındığını herhalde onu övenler bile biliyordur. Fakat neden onları anıyor ve övüyorlar, bunu anlayabilmiş değilim!

Deniz Gezmiş, 11 Ocak 1971´de İş Bankası Emek Şubesi soygununu gerçekleştirmiştir. Herhalde bu, onları savunanlara göre gayet masum(!) bir eylemdir. Ancak bu soygun sırasında bir bekçinin ölümüne sebep olduklarını hiç söylemiyorlar.

4 Mart 1971´de Ankara´da ABD´li 4 askeri kaçırmışlar. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ODTÜ´de gizlendiği haber alınınca asker üniversiteye gider. Fakat arama yapılmasına izin verilmez, içerden askere ateş açılır. Dokuz saat süren çatışmanın bilançosu: 3 ölü, 26 yaralı. ?Deniz Gezmiş kimseye silah çekmemiştir? diyorlar. Peki, ölen bu 3 kişinin sorumlusu kim?

Hiçbir hak, haksızlık yapılarak elde edilemez.

İlhan Darendelioğlu, ´Türkiye´de Komünist Hareketleri´ isimli kitabının 516. sayfasında şöyle diyor:

?O günlerde bir öğretmen sendikası (TÖS), bir örgütün (DEV-GENÇ) kanunsuz eylemlerini şöyle övüyordu: ´Sendikamız, gençliğimizin devrimci mücadelesini övünçle karşılamaktadır.?

Devrimci mücadele olarak övülen eylemler; banka soymalar, adam kaçırmalar, yol kesmeler, işgaller ve cinayetlerdir.

İşte ´üç fidan´ diye övülenler, yukarıda sayılan kanunsuz eylemleri gerçekleştiren DEV-GENÇ´in militanlarıdırlar.

Efendim, onların niyetleri iyi imiş. Haksızlıkları ve adaletsizlikleri önlemek istiyorlarmış? Acaba adaleti benden daha fazla mı seviyorlardı? Hem, haksızlığa uğradığını düşünen herkes eline silah alsa, banka soymaya kalksa neler olacağını düşünebiliyor musunuz?

Niyetleri iyi olsa bile yöntemleri yanlıştı. Aklıselim sahiplerinin görüşüne göre onlar, ülkenin ilerlemesini istemeyen, memlekette huzur ve güveni yok etmeye çalışanların maşası olmuşlardır. ?Onlar suçludur ama cezaları idam olmamalıydı? diyorsanız, bunu tartışırım.

Biz onların ülkede anarşiye sebep olan eylemlerinden sadece bir kısmına yer verdik.

Eğer onlar ´üç fidan´sa, ben de pamuk prensesim.