Bazen hayatın, yollarımıza serdiği dikenlerin üzerinde yürürken ayaklarımızdan çok, ruhumuz acır ya
Etrafımızda sayısızca dostumuz varken zaman zaman yalnızlığın girdabında boğulduğumuzu hissederiz ya
İnsanların bizi anlıyormuş gibi yapıp aslında herkesin çıkarlarının peşinde bir oyun oynadığını fark ederiz ya?
İşte o zaman sığınacak kuytu limanlar ararız.
Ve bizim için en kuytu limanlar her zaman kitaplar olmuştur.
Kitaplar yüreğimizi emanet edebileceğimiz en güvenli limandır?
Evet, Ferda Yalçın´ın ?Deniz Yoksunu? eseri işte bu kuytu limanlardan biri. Adının Deniz Yoksunu olması aldatmasın sizi. Onda bütün denizlerin yüreğinden damıtılmış, ruhunuza sonsuz serinlikler veren dalgalar bulabiliyorsunuz. Denizin ortasında küçük balıkçı kayığınızla kendinizi dileyebileceğiniz uzun soluklu bir yolculuk sizi bekliyor. Kitabın içine doğru derinlemesine daldığınızda sahilde canınızı sıkan her şeyi geride bıraktığınızı düşünüyorsunuz. Yakamozlar en ihtişamlı haliyle gözlerinizi süslerken martıların sesiyle içinizde uyuyan melodilerin yeniden dudaklarınızı öptüğünü hissediyorsunuz.
Deniz Yoksunu aslında birkaç türü içinde barındıran yelpazesi geniş bir kitap. Çoğunluğu denemelerden oluşuyor yazıların. Aralara gelincikler misali şiirler serpiştirilmiş ve bu yolculukta size tebessüm eden küçük hikayecikler? Okudukça daha da hafiflediğinizi hissediyorsunuz. Yüreğinizin kanadı hangisine değerse. İster deneme, ister sohbet, ister hikaye, ister satır aralarına damıtılan şiirler?
Onun satırlarında kelimeler, usta bir heykeltıraşın elinden çıkmış gibi yeni şekiller ve yeni anlamlar kazanıyor. Dili derinlemesine işliyor Ferda Yalçın. Küçük bir paragrafta aslında koskoca bir denizin içine çekiyor sizi hiç farkına varmadan. Onun kaleminin ucunda dans eden kelimelerin büyüsüne kapılıyorsunuz adeta.
Derinlere daldıkça onun yazılarındaki içsel yangınların ruhunuzu sardığını hissediyorsunuz. Kelimelerin ateşinde yanan yürekleri hangi denizin suyu söndürebilir ki? Ama siz yangınları söndürecek suyu yine onun sayfaları arasında kürek çekerken bulabiliyorsunuz. Aralara serpiştirilen şiirlerde en sarsıntılı iç savaşlardaki kılıç şakırtılarını duyuyorsunuz.
Deniz Yoksunu aslında denizi yüreğinize getiriyor?