Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Seyfi GÜNAÇTI


?Ders girmez kafasına, Ver bir usta yanına?


Toplumumuzda hakim anlayış budur.

Eğer bir çocuğun okumaya kabiliyeti yoksa, kafası dersleri almıyorsa onu okuldan alıp bir usta yanına vermeyi tavsiye ederler. Bazı öğretmenler de velilere bu yönde tavsiyede bulunurlar:

?Bu çocuk okumaz. Bari sanayide bir usta yanına ver de bir meslek öğrensin.?

Onlara göre sanat öğrenmek basit iştir. Sanatkâr olmak kolaydır. Kafası dersleri almayan öğrenci bir usta yanına çırak verilmeli ve bir meslek öğrenmelidir.

Bu, isabetli bir yaklaşım mıdır?

Bence değil.

Kitapta yazılı olanları okuyup anlayamayan, sanatı nasıl anlayacak? Mesleği nasıl öğrenecek? Kumaşı nasıl kesip, dikişi nasıl düzgün yapabilecek? Elektrikçi yanına versek, tesisatı nasıl hatasız çekecek, elektriğe kapılmadan arızayı nasıl onaracak?

Bunları bir varsayım olarak konuşmuyorum. Yaşadığım bazı durumlara dayanarak söylüyorum.

Terme´ye doğalgaz geldi. Halkımızın büyük bölümü evine, işyerine doğalgaz bağlattı. Biz de bir firma ile anlaştık. Belirlenen günde usta ve yardımcıları geldiler. Önce usta ile evin bölümlerini dolaştık. Boruları nereden geçireceğimizi, petekleri nerelere koyacağımızı belirledik. Sonra çalışma başladı.

Bir süre sonra banyoya girdiğimde gördüm ki, ikinci usta bizim belirlediğimiz yere değil de başka yere boruları çekmiş ve sabitlemiş. Boruların ve açma-kapama düğmesinin çıkıntısı sebebiyle kapı tam açılmıyor. Bunu yapan ustayı çağırıp kapının durumunu gösterince, ?Kapının bu kadar açılması
yeterli. Nihayetinde buradan bir insan geçecek!? dedi. Biz hayvan geçeceğini sanıyorduk!

İşte bir sanat ve bir meslek adayı?

Kapının hangi durumda daha iyi açılacağını düşünmedi mi? Bunun incelemesini yapmadı mı? İncelediyse, kapının yeteri kadar açılmayacağını fark etmedi mi? Bunu fark edemediyse ustasına neden sormadı? Ev sahibine niçin danışmadı?

?Bu önemli bir şey değil. Olabilir? mi dediniz?

Bu gibi durumlar ilk defa başıma gelmiyor. Yıllar önce de arabamın eskiyen egzoz contasını değiştirmek için götürdüğüm sanayide, yine bir kalfa onarım sonunda parça artırmıştı! Hayli sert olan conta yayını yerine takamayınca, ustasından yardım istemeyi düşünememiş, yayı bir kenara fırlatmış. Biz bunu olayın ertesi günü ancak Trabzon´a vardığımızda egzozdan sesler gelmeye başlayınca anlayabilmiştik.

Dönüşte sanayiye gidip konuyu sorduğum kalfa sizce ne cevap vermiştir?

?Yay çok sertti. Onu yerine yerleştiremedim!..?

Takdir sizin. Ben başka bir şey söylemiyorum.

Söylemek istediğim şudur. Derse kafası çalışmayan ya da hayta ve vurdumduymaz birinin iyi bir sanatkar, faydalı bir usta olabileceğini düşünmüyorum.

Mesele sadece düşünme, doğruyu bulma ve el becerisi ile sınırlı değil. Bunun bir de anlayış ve saygı yönü var. Şimdi isim vermeyeceğim, öyle öğrenciler var ki, yarın karşıma bir terzi, bir motor tamir ustası, bir fırıncı olarak çıkmasını düşünemiyorum. Dersi dinlemesinden vazgeçtim, arkadaşlarının hakkına riayet etmeyen, öğretmenine saygısı, dilinin direksiyonu olmayan birisi, yarın yapacağı işlerde insanlara nasıl faydalı bir hizmet sunabilir?

Peki bunlar ne olacak?

Onları da sokağa atacak değiliz. Bu gibiler için ayrı bir rehabilitasyon proğramı uygulamak gerektiğini düşünüyorum. Elbette onların da yapacağı bir iş bulunur!

Gelecek hafta başlayacak olan yeni eğitim ve öğretim yılının öğrencilerimize, velilere ve milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.