Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Selim EROĞLU


DERSAADET’E ÇAMLICA CAMİİ ÇOK YAKIŞMIŞ                

DERSAADET’E ÇAMLICA CAMİİ ÇOK YAKIŞMIŞ                


Artık İstanbul’un güzide bir ziyaret merkezi daha var.

                İstanbul’a ayak basan her insan burayı mutlaka ziyaret ediyor.

                Burası, Cumhuriyet döneminde yapılan en büyük cami.

                Hepimizin yakından bildiği Çamlıca Camii’nden bahsediyorum.

                Açıldığından beri en büyük hayalimdi burayı ziyaret etmek. Çok şükür, nasip oldu.

                 İstanbul’a her gidişimse, imkan buldukça Çamlıca Tepesi’ni mutlaka ziyaret ederim. Biz edebiyatçılar için ayrı bir önemi vardır Çamlıca’nın. Burası, tarihi bir mekandır. Çok sayıda edebi esere konu olmuştur. Namık Kemal’in İntibah’ı, Recaizade Ekrem’in Araba Sevdası, Abdülhak Şinasi Hisar’ın Çamlıcadaki Eniştemiz adlı eserleri  uzun uzadıya Çamlıca’dan bahseder.           Çamlıca’yı bilmeyenin edebi zevki eksik kalır.

                Adı üzerinde, burası tepe bir yer. Tepeden bütün İstanbul’u görmek mümkün. Böyle hakim bir tepeye böyle  bir şaheser yakışırdı. Yakışan yapılmış. Muhteşem bir cami, camiden de öte muazzam bir külliye ortaya çıkmış. Neden külliye diyorum?  Çünkü sadece ibadet edilen bir yer değil, adeta her şey düşünülmüş. Yok yok.

                63 bin kişi aynı anda namaz kılabiliyor. Nerdeyse Terme’nin toplam nüfusuna yakın. Hiçbir şey tesadüf değil. Her rakamın ihtiva ettiği sembolik bir anlamı var. Ana kubbenin yüksekliği 72 metre, İstanbul’da yaşayan 72 milleti temsil ediyormuş. Kubbe genişliği 34 metre, İstanbul’un plakası ve İstanbul’u temsil ediyor. Minarelerin uzunluğu 107,1 metre, 1071 Türkler’in Anadolu’ya girişi olan Malazgirt Zaferi’ni temsil ediyor. 6 minare, imanın altı şartını temsil ediyor.

                Namaz kılınan yer işin görünen kısmı. Burası devasa bir külliye, içinde yok yok. Her şey düşünülmüş. Tam sayamadım ama namaz kılınan asıl mekanın altında neredeyse 5-10 kat var. Her katta farklı farklı birimler var.

                3 bin 500 araçlık otopark var ve ücretsiz. 3 bin metrekarelik kütüphane mevcut. Yine sembolik anlam ifade eden 1071 kişilik konferans salonu var. 8 adet sanat atölyesinde her türlü sanat faaliyetleri icra edilebiliyor. Galerilerin toplam alanı 3 bin 500 metrekare.

                Kafeteryalar, lokantalar, çay ocakları, sohbet mekanları, seyir terasları her yönüyle mükemmel.

                Topkapı Müzesi büyüklüğünde  ‘’İslam Medeniyeti Müzesi ‘’kurulum aşamasında.

                Cami; ses, ışık, ısıtma, havalandırma ve güvenlik sistemleri açısından mükemmel tasarlanmış. Hiçbir şey eksik bırakılmamış.

                Allah göstermesin,  muhtemel bir deprem anında 100 bin kişiyi barındıracak kapasiteye sahipmiş.

                Çamlıca Külliyesi, hakikaten  gezenlere, görenlere büyük bir gurur veriyor. Burası Cumhuriyet döneminde yapılan en büyük cami olma özelliğini taşıyor. İnsan bu durumu gezince, görünce daha iyi anlıyor. Her taraf ferah. Hiçbir sıkıntı yaşamıyorsunuz. Kolayca aracınızı park edebiliyorsunuz. Kolayca abdestinizi alabiliyor, kolayca bütün birimleri gezebiliyor ,  rahatlıkla ibadetinizi yapabiliyorsunuz. Yorulduğunuzda rahatça oturup çayınızı yudumlayabiliyor ,   acıkınca karnınızı doyurabiliyorsunuz.

                Camiinin etrafı da bir o kadar güzel hale getirilmiş. Mükemmel bir çevre düzenlemesi yapılmış. Buradan bütün İstanbul’u temaşa edebiliyorsunuz.

                Mihmandarım, kardeşim Sinan’la gittiğimizde yatsı vaktiydi. Başta boğaz ve bütün İstanbul adeta kanatlarımızın altında gibiydi. Üç köprüyü aynı anda görebiliyorsunuz. Yer bakımından bu bile düşünülmüş. Sağ tarafımız Marmara, sol tarafımız Karadeniz, önümüzde muhteşem manzarasıyla Boğaz.  Muhteşem bir manzara.

                Bu zamana kadar çok sayıda cami gezdim, ben böyle bir manzaraya rastlamadım. Her bir mermer sütun ayrı bir renkte ve desende. Her biri farklı bir coğrafyadan getirilmiş. Zemine döşenen turkuaz renkli halılar içeriye ayrı bir güzellik ve ferahlık vermiş. Çok yakışmış.

                Burası çıplak gözle İstanbul’un hemen hemen  her tarafından görülebiliyor.

                Çamlıca Camii’nden sonra  Dersaadet bir kat daha güzelleşmiş.

                Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi insan ölür eseri kalır. Ne mutlu  böyle güzel bir eser bırakanlara.

                Yapanlardan, sebep olanlardan, emeği geçenlerden Allah razı olsun.

                Yazmasam bir tarafım eksik kalırdı.

                Bir şey dememe gerek yok ,  zamanı ve imkanı olan zaten ziyaret edecektir.