Anayasanın aşağıda yazılan maddeleri bakın ne diyor.
Madde 18. (1) Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, icra etme, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hak ve hürriyetine (özgürlüğüne) sahiptir.
Madde 22. (1) Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
(2) Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal devlet ilkesine uygun yürümesini, güvenlik ve istikrar içinde çalışmasını sağlayacak, tekeller oluşmasını engelleyecek tedbirleri alır.
Diyelim bu yasayı değiştirmek elinizde. Ben dil öğrenmek istiyorum. Arapça, İngilizce, Kürtçe, Çince, Matematik ilmini, Fiziğimi geliştirmek istiyorum. Bu benim hakkım değil mi? Okulda da böyle bir imkan yok. Ne yapacağım? Bunlar arz talep meselesidir.İlçemizde on yıl önce cep telefonu satan yer mi vardı. Yok. Şimdi 25-30 tane var. Niye bu kadar arttı dersiniz? Vatandaşın talebi var. Vergisini veren, işini kanunlara uygun olarak yapana engel olamazsınız ki? Tavuk dönerciler var bir sürü.
Eskiden var mıydı? Şikayetçi olan var mı? O da yok. Alan razı, veren razı, sizin deyiminizle.
Terme`mizde üç tane dershane hizmet veriyor. Hiçbirisi de özel okul olma şartlarını taşımıyor. Öğrencilerin, bu dershanelere bir yılda ödedikleri ücret, ortalama 1.500-2000 TL arasında değişiyor. Bir an bunların, özel okul olduğunu düşünelim. En az 8.000-10.000 TL arası ücret alsınlar ki, hizmet verebilsinler. Bunun 2.000 TL`sini devletin ödediğini varsayalım. Geriye kaldı 6.000 -8.000 TL. Kim ödeyecek bu parayı? Ya hesap yapmasını bilmiyorsunuz, ya da bu işi sadece bir inat uğruna yapıyorsunuz. Sizler tepişeceksiniz, olan öğrenciye olacak anlayacağınız. Yazık, gerçekten çok yazık.
Komşu ilçemiz Ünye`de bir özel okul var. Adı Akdora Koleji. İlk okulu, orta okulu ve lisesi var. Birer sınıf öğrenciyi zor bulmuşlar. 13-15 kişilik sınıflar. Ne kadar da güzel. Parası olan için harika. Ya olmayan ne yapacak, onlar hizmet almasın, öğrenmesinler öyle mi? Dershanelerin alternatifi özel okullar değildir. Dershaneler bir sonuçtur. İhtiyaçtan doğmuştur. Elinizde bir milyona yakın öğretmen varken, 35-40 bin öğretmene ihtiyaç duyuluyorsa, bakan da , hakim de , öğretmen de, milletvekili de çocuğunu dershaneye gönderiyorsa, kendinizi değiştirmelisiniz. Bir açık var veya kaçak var ki dershaneler bu açığı kapatıyorlar. Sınav sistemini değiştirirsiniz, öğrenci gerçekten dershaneye ihtiyaç duymazsa ne âlâ. Kendiliğinden kapanır gider zaten. Ama bu yapılan bir zorbalıktan başka bir şey değildir.
Yaptığınız sınav sisteminden de pis kokular gelmeye başladı zaten.. Dünkü gazetelerin manşetten verdiği “Hormonlu Not Baskını” haberini okumuşsunuzdur. Okullara müfettişler ani baskınlar düzenlemişler, yapılan usulsüzlükleri, şişirme notları yerinde tespit edip rapor tutmuşlar. Yarın bütün okullarda bu durum mutlaka olacak. Bu gün İstanbul`da, yarın Siirt`te, öbür gün ülkenin her yanında.
Benim dershanem falan yok. Bir vatandaş ve emekli öğretmen olarak, 50 yıldır bir çözüm üretilemeyen eğitim sistemindeki gidişata üzülüyorum. Aynı hükümetin 5 tane bakanı da, projeleri olmadığı için bu işin üstesinden gelemediler. Bu işin çözümü, anahtarı öğretmenlerin elindedir. Yeter ki o anahtarı kullanmasını bilin. Tüm öğretmen arkadaşların 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ kutluyorum.
Kalın sağlıcakla…
Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe
