Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

B.Rahmi ÖZEN


DİL MAHRUM KALIRSA

DİL MAHRUM KALIRSA


Dil, tatlı sözden mahrum kalırsa o insan, hem Rabb’imizin, hem de insanın yanında değer kaybeder.

Tatlı dillilik, peygamberi özelliktir. Sözün güzelliği ve niteliği insana saygınlığın yanında bir de sevap kazandırır. Peygamber diliyle söyleyecek olursak; ‘Güzel söz, sadakadır.’

Sözde aranması gereken; erdem ve derinliktir. Bu, yüreğin güzelliğidir.

Sözün, sükûnun ve aşkın sultan olduğu bir medeniyet inşa etmektir amacımız.

İslam Medeniyetinin anası ve mayası; sözlerin sultanı olan vahiy ve vahye dayayan peygamberî duruştur. Vahiy Medeniyetinde sözün bulunduğu makam çok üstündür, yücedir, çok tatlıdır, çok hatırlı ve saygındır. Kullananı¸ kullanım tarz ve yöntemine göre yüceltir de, küçültür de.

Söz, ağızdan çıktığında uyandıracağı anlam, letafet, doğruluk ve çekicilik esastır.

Söz, dildeki estetiği tamamlamak için yaratılmıştır.

Kof, içi boş, yanlış ve çirkin sözü yüreğinde Allah sevgisi taşıyan insanın diline yakıştıramayız.

Mü’min, onurlu ve şerefli insandır. Nerede, hangi şartlar altında olursa olsun; tatlı dili ve estetik sözü seçer. Ve Mü’min, kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğinin şuurundan hiçbir an kopmaz.

Dil bu.

Hem söyletir, hem ağlatır. Hem düşündürür, hem kırar, hem yaralar, hem öldürür. Ancak yine dil güldürür, dil yapar ve dil kazandırır.

En çirkin, en boş, en yıkıcı ve en yakıcı sözleri dil sarf ettiği gibi, en cazip, en çekici, en latif, en tatlı ve en güzel cümleler de dilde gizlidir. Bıçağın açtığı yara kapanır, dilin açtığı yara ruhun en nazenin yerinde saklı durur. Bir insan, fizik yaratılışı itibariyle dünya güzeli olsa, dilini yanlış ve olumsuz kullanırsa; dil, onu çirkinleştirir.