Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

B.Rahmi ÖZEN


DİLBESTE DİLLER

DİLBESTE DİLLER


'Takmış kudret kılıcın, çalmış nefsin boynuna
Nefsini tepelemiş elleri; kan içinde 
Bu tılsımı bağlayan, cümle dilde söyleyen
Yere, göğe sığmayan, girmiş gönül içinde.’
                    Yunus
    Tatlı diller ve hoşgörülü yürekler yanında cennet güzelliğinde bir hoş gülşende hisseder kendini insan. Ve o sevinçle kollarını açıp ilahi bazında bir türkü soluklanası gelir, içinden.
Bu dil ve yürek karşısında çoklarının hodkâmlığı eriyip gider, dostlarım! 
    Ve hodkâm adam, ellerini şakaklarına dayayıp nice bir zaman düşünür, dilinin ağusunu. 
Kafasını kaldırıp tepesindeki göğe bakar, ağu dilinin pişmanlığından. 
    Gök, duru bir mavilikte gülümser ona.
    Hiçbir yerinde yırtık ve çizik yoktur baktığı göğün. Sanki sen de benim gibi ol der gibi bir şeydir bu dilsiz söyleşisi göğün.
Tepesinde direksiz, öylece durur ama duruşuyla konuşur gök. 
    Hodkâm ve agu dilli adam, yüreğine el uzatan tatlı dilli adam gibi hayatının bundan sonraki bölümünde gül kokmak ve gül solumak ister, tatlı tatlı akıp giden dil mecrasıyla. 
    Bu hal içre bir de şebnemlerde görür, en Yüce'yi.
    Ve içine üflenen nefhayı hatırlar.
    Nedir içine üflenen nefha diye sorarsanız dostlarım; o, insanın; Yaratan gücün bir parçası olduğunun bilincidir. Yani insanoğlunun özüyle birleşme bilinci. Allah ile hep beraber olduğu bilinci, yani. Zira     Allah hemen dilimizin yanındadır güzel dostlarım!
    Gönül zinciri yüce değerlere bağlı bir insanın dili, şeker yemiş gibi söyler, söyleyeceklerini.   
 Tatlı dil konuştukça; insan, can evinde karanlığını yırtan bir ışık hisseder. Tanrısal niteliklerle donatılmış yürekler ve dillerdir o ışığın kaynağı.
     Altın yürekler, güher diller… Şeker, şerbet, bal sözler…
    İnsanı nirengi noktasından vuran mercan bir dil…
Yani söyleyince kan akıtmayan dil. Toprağın bağrını     kirletmeyen dil. 
    İnsana süveydasını bulduran dil.  
    Bu dil, bir gönül abidesi eyler insanı. 
Kötü sözü değil telaffuz etmek, duymak bile midesini bulandırır, böyle güzel dillilerin. 
    Hayatı iğrençleştirir, çekilmez eder ağu bir dil. 
    Agulayan bir dil, irfansız ve vicdansız bir ruhun işidir, zaten.  Kaba gücüne güvenen adamın dili yani…
    Tatlı sözse; insanın, insan kardeşine var oluş borcudur. 
    Sevmek de, tatlı dille konuşmak da var oluş borcumuzdur, aziz dostlarım! 
    Sevgi, yürekleri mesken tutmalı.
    Çünkü yürekler, gönül Kâbe'sidir… 
    Dili bal olanların yürekleri altın olur zaten…
    Bal dil, bir pınardır ki; içtikçe susatır muhatabını. 
    Sevgi ve barışın tadını gül dudaklardan çıkan incilerle tadar insan. 
    O dilin, o yüreğin ve duyguların karşısında bütün şiirler soluk, bütün şarkılar ahenksiz kalır!
    En katı kerpiçleri, en çıra budağında nasırlaşmış tahtayı pürüzünden kurtarır tatlı dil. 
Sevince; yürek dahi tutsaklıktan kurtulur.
    Bilir misiniz, önümüze serilmiş kâinat kitabının da bir dili vardır, biz insanlar gibi? Hep tatlıdır o dil… Herkesi çağırır, altın sayfaları. Bu kitabı iyi okursa insan; sırtı yere gelmez. Ne sencedir, ne bence kâinat kitabının hitabı ve dili… 
    O dil, yetmiş iki dilce tatlı tatlı hitap ediyor insanın gözüne ve özüne.
Yetmiş iki dilce…