Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Dışının görünüşü içinin aynasıdır


?Ey yüksek sosyeteye mensup modacı hanım,
Eğlence zümresinin başının tacı hanım,
Bu metot ki, sizlerin müspet ilacı hanım,
Dışının görünüşü, içinin aynasıdır,
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.?

Abdurrahim Karakoç´un ´Reçete´ isimli şiiri bu mısralarla başlıyor.

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez´in, 26.03.2017 tarihli Milliyet.com sitesinde yayınlanan ?Gençlerin küpesine, dövmesine müdahil olmayın? başlıklı açıklamasını okuyunca bu şiir aklıma geldi.

Görmez, açıklamasının devamında, ?Şekle takılmayın. Öze ve ruha yönelin, kalbe girin? diyor. Bunları okuyunca, ?Acaba şekil ve kıyafet önemsiz mi?? sorusu aklıma takıldı. Ben DİB´nın, ?Erkeklerin küpe takması, kıyafetleri ile kadınlara benzemesi doğru değil. Hele de dövme bir Müslüman´a yakışmaz? demesini beklerdim.

Elbette her şey şekilden ve kıyafetten ibaret değildir. Lâkin biz ancak zahire, yani görünüşe göre karar verebiliriz. Yolda gördüğümüz, otobüste karşılaştığımız insanın bilgili mi cahil mi, inançlı mı inançsız mı olduğunu bilemeyiz. Kalbini açıp içine bakamayız. Beyninin içindekileri de göremeyiz. Bize kendini tanıtırsa onu ancak o oranda tanıyabiliriz. Davranışlarına göre de bir karar veririz. Zaten atalarımız, ?İnsan kıyafetine göre karşılanır, bilgisine ve görgüsüne göre uğurlanır? dememişler mi?

Biz elbette küpe takan, saçlarını kadın gibi örgü yapan erkekleri dışlamıyoruz, ´din dışı´ da ilân etmiyoruz. Ancak bu davranışlarını doğru bulmuyoruz.

Dayanağımızı da belirtiyoruz. ?Sen affedici ol. Örfü (iyiliği) emret, cahillerden yüz çevir? (Araf, 199) âyeti ile Peygamber Efendimizin, ?Kim bir topluma benzemek isterse ondandır?(Ebu Davut, Libas: 4) ve ?Kadınlara benzemeye çalışan erkeklere yazıklar olsun!?(Buhari, Libas: 62) anlamındaki hadislerini hatırlatıyoruz.

Hemen belirtmeliyim ki, DİB Sayın Mehmet Görmez açıklamasının devamında, ?kalbe girdiğinizde, sizi rahatsız eden hususlarda, inanın o kişi kendine çeki düzen verecektir? demiş. İyi ki demiş. Bu açıklama beni rahatlattı. Haberin devamını okumasaydım, neredeyse Başkan hakkında olumsuz bir kanaate varacaktım.

Anladığım odur ki, Başkan, ?Gençleri kılık kıyafetinden dolayı kırmayın. Bir yanlışlarını gördüğünüzde hemen dışlamayın. Onlarla yakın ilişki kurun. Güzellikle konuşun. Maksadınızı iyi anlatırsanız, onlar sizi rahatsız eden davranışlarından vazgeçeceklerdir? demek istiyor. Ben böyle anladım.

Şimdi Karakoç´un şiirine tekrar dönelim.

Bazıları bu şiirin sert bir eleştiri olduğunu, maksadı daha sevimli ifadelerle anlatmak gerektiğini söylerler. Doğru olabilir. Şair hayatta olsaydı, bu eleştirileri kendisine ulaştırmaya çalışırdık. Ancak 2012 yılında Rahmet-i Rahman´a kavuşmuş bulunuyor.

Şair, ?açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır? demiş ama sözünü öyle bağlamamış. Şiirin son iki kıtasını hep birlikte okuyalım. O zaman şairin maksadını daha iyi anlamış olacağız:

?Hayır, inanma kızım! Bunlar hep istihzadır.
Namus, insanlar için en mukaddes meyvadır.
Gençlikte hissiyatın belki seni aldatır.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Haddinden çok açılmak arsızın modasıdır.
Türk oğluna anne ol, iftihar et onunla;
Elin soysuz züppesi bağdaşamaz seninle;
Bu yurdun kızı isen şu sözü iyi dinle:
´Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Yapacağın düşüklük bize yüz karasıdır.?