Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Selim EROĞLU


DÜNYA DİLİ TÜRKÇE

DÜNYA DİLİ TÜRKÇE


    Türkçemizin bir dünya dili olduğunu insaf sahibi herkes biliyor. Bugün, dünyanın her yerinde Türkçe konuşuluyor. Dilimiz, bazı art niyetliler görmezden gelmeye kalışsa da, gelişmeye, büyümeye devam ediyor. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz.
    19  Mayıs Üniversitesinde ''Dünya Dili Türkçe'' başlıklı bir sempozyum vardı. Üniversiteden bir talebe arkadaşım, şimdinin akademisyeni, tebliğ sunmak üzere gelmişti. Aynı meseleyi ona da sordum. '' Bir taraftan dünya dili Türkçe diyoruz,  bir taraftan da dilimizi kendi elimizle tahrip ediyoruz. Büyük bir özenti içerisindeyiz. Bu, büyük bir çelişki değil mi? dedim. Kendimce de bir takım güncel örnekler verdim. Akademisyen arkadaşım beni büyük bir ciddiyetle dinledi ve hak verdi.
    Verdiğim örnek şuydu:
    Geçenlerde Gazi Parkı'na yolum düştü. Parkın içerisinde bir mağaza var.  Adı aynen  yazdığım gibi:'' Samsunspor  Store''.  İçerisinde, şehrimizin medar-ı iftiharı  Samsunsporumuzun formaları, ayakkabıları, tişortları… var. Oturduğum masadan hem çayımı yudumladım hem de ''store''ye girenleri gözlemledim. İçlerinde bir tane numunelik İngiliz yoktu. İçeri girenlerin, sevdiği takımın formasını , ayakkabısını,  şortunu… alanların tamamı Türk'tü, yerliydi ve milliydi. Hiç 'store' diyene de rastlamadım. Kimi mağaza, kimi dükkan , kimi de çarşı diyordu. Öyleyse bu özenti, bu garabet niye? Halkımızın anlamadığı bir dil neden tercih edilir? Böyle yazınca başımız göğe mi eriyor? Samsunspor fazladan puan mı alıyor? Ne bileyim, çok mu para kazanılıyor? Ne yazık ki hiç biri olmuyor. Biz yine yerimizde sayıyoruz.
    Merak ettim, 'store'nin anlamına baktım. İçinde, farklı yerlerinde çeşitli eşya satılan mağaza demekmiş. Zaten, açıklamada da kelimenin karşılığı verilmiş, mağaza demekmiş.
    Şuna, adam gibi ''Smsunspor Mağazası'' desek olmaz mı* bu, bize ne kaybettirir? Hadi mağaza kelimesini kaba buluyoruz diyelim,  bari çarşı deyin. Türkçe'de kelime kıtlığı mı var?
    Dünya dili olduğunu iddia ettiğimiz Türk Dili görüldüğü üzere oldukça zengin. Onu biz fakirleştiriyoruz. Kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz.
    Konuşurken Samsunspor Terme'de bir mağaza açmış diyoruz, asla bir 'store' açmış demiyoruz. Neden yazarken konuştuğumuzu yazmıyoruz? Hani ta 1911'de konuşma diliyle yazı dilini birleştireceğiz diye yola çukmıştık. Yoksa konuşma dili ve yazı dili ayırımına geri mi dönüyoruz? Eğer öyleyse bunun adı ilericilik değil, gericiliktir. Çünkü geriye gitmiş oluyoruz.
    Burada ders verecek deyilim. Erbabı bilir. Türkçe'de böyle kurulan bir tamlama yok, olamaz. Olursa Samsunspor Mağazası şeklinde olur. Samsun'un en büyük ticaret yerinin adı Yabancılar Çarşısı. Hem kelimeler Türkçe, hem de kural Türkçe. Ticari olarak isimden kaynaklanan bir kayıplarının olduğunu da düşünmüyorum. Öyle olsaydı onlar da Yabancılar Store yaparlardı.
    Aynı hafta müfettiş bana: '' Türkçe'nin doğru ve düzgün kullanımı için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz hocam'' deyince yukarıda söylediklerimi  aynen aktardım. O da benim gibi dertliymiş.  Uzun uzun sohbet ettik, birbirimize hak verdik ama bir gerçek var 'store' orada duruyor.
    Hiç sanmıyorum ama belki bu yazımdan sonra değiştirirler. Belki de ruhları bile duymaz. İşte bizi de , dilimizi de mahveden bu aymazlığımız olur.
    Ne diyordu Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç: '' Düşmana yenildiğiniz zaman değil, benzediğiniz zaman kaybedersiniz''
    Cenab-ı Allah bizi, büyük Türk Milletini düşmanlarına benzemekten muhafaza buyursun.