Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Selim EROĞLU


DURUM SANDIĞIMIZDAN DA CİDDİ!!!

DURUM SANDIĞIMIZDAN DA CİDDİ!!!


Oğlum Bünyamin’in bir hafta boyunca geçmeyen alerjik bir rahatsızlığı oldu. İki defa aile hekimine götürdüm. Çeşitli ilaçlar verdi. Alerji geçeceği yerde daha da alevlendi.

Cuma günü durumu aile hekimine bizzat ben izah ettim. Aile hekimi de ‘’ artık durum bizi aştı, en iyisi bir hastahaneye, bir uzmana görünün’’ tavsiyesinde bulundu.

Pandemi sürecinde sağlık teşkilatımızın, bilhassa hastahanelemizin ne derece yoğun çalıştıklarını biliyorum. Mümkün mertebe sağlık çalışanlarımızı, doktorlarımızı meşgul etmemek adına yaklaşık dört aydır hastahanelere gitmek istemedim.

Bu sefer iş ciddi olduğundan en yakın bir özel hastahaneye gitmek zorunda kaldım. Girişte, her yerde olduğu gibi, ateşimizi ölçtüler. Benim ateşim normal çıktı ama bu sefer Bünyamin’in ateşi yüksek çıktı.

Ne olduysa bundan sonra oldu.

Bizi hemen girişte mini bir karantinaya aldılar. Bütün hastahaneyi alarma geçirdiler.

‘’ Ateşi yüksek bir hasta geldi, ne olur ne olmaz, belki koronadır’’ dediler.

Ne çıkabiliyoruz, ne ilerleyebiliyoruz.

Bünyamin’in rahatsızlığı alerjik olduğundan cildiyeden sıra almıştık. Biraz dinlendikten sonra yeniden ateş ölçtüler. Kısmen düşmüştü ama tehlike henüz geçmemişti.

Bu vaziyette, görevlilerin nezaretinde ikinci katta bulunan cildiye kapısına geldik. Tekrar ateş ölçtüler.

Cildiye kapısından içeri girdik.

Yaşça kemale erdiği anlaşılan uzman doktor: ‘’ ateşi yüksek çıkan hasta kim’’ dedi.

Ben hastayı gösterdim.

Doktor göz ucuyla hastaya baktıktan sonra geriye geriye gitmeye başladı. Bir sürü talimat yağdırdı. ‘’ Ben bu vaziyette muayene edemem. Seni dahiliyeye sevk ediyorum. Ondan sonra değerlendirebilirim’’ dedi.

Telefonla yan odada bulunan dahiliyeye, tıbbi terimlerle bir takım bilgiler verdi.

Yeniden kayıt açtırarak, tabi parasını da ödeyerek, dahiliyeye dahil olduk.

Bayan dahiliye doktoru, hastayı göz ucuyla temaşa ettikten sonra akciğer filmi ve kan tahlili istedi.

Yeniden kabarık bir ilave ödeme yaparak kan için numune verdik ve filmimizi çektirdik.

Kısa bir zaman sonra dahiliye doktorunun huzuruna çıktık.

Doktor Hanım, bilgisayarına uzun uzun baktıktan sonra ayağa kalktı ve ‘’ koronadan şüphelenmiştik, çok şükür filimde böyle bir bulgu gözükmüyor. Muhtemelen alerjiye bağlı ateş yükselmesi olmuş olabilir’’ dedi ve hep beraber cildiyeye geçtik.

Tecrübeli cildiye doktoru rahatlamıştı ama hala ellerinin titremesi geçmemişti.

Her ikimizin de ateşi sağlık ocağında normal çıkmıştı.

Olabildiğince nezaketimi koruyarak ‘’ hocam, çok telaşlandınız, bizi de telaşlandırdınız’’ dedim ama siz bana sorun.

Bu sefer tersi oldu. Bünyamin’in ateşi düştü benim ateşim çıktı.

Telaşla aklımdan bir sürü soru geçti. Ya koronaysak, ya karantina süreci başlarsa, ya birilerine bulaştırdıysak…

Bilhassa sağlık çalışanlarını ve doktorlarımızı çok tedirgin gördüm. Haklı olarak aşırı derecede evhamlanmışlar.

Muayene ederken doktorun ellerinin titremesine aşırı derecede üzüldüm.

Sağlık çalışanları uzun süredir hep böylelermiş. Ne zaman, neyin ne olacağını kestiremiyorlarmış. Ölümle burun buruna yaşıyorlar.

Bu süreçte, birçok doktorumuzun, sağlık çalışanımızın hayatlarını kaybetmesi morallerini alt üst etmiş.

Gördüm ki durum hafife alınamayacak kadar ciddi. Hafife alınacak bir tarafı kalmamış.

Anladım ki biz, bizden ibaret değiliz.

Kimsenin hayatını tehlikeye atmaya hakkımız yok.

Bundan böyle , ailece temizlik, maske, mesafe kuralına daha fazla uymaya karar verdik.

Çünkü durum sandığımızdan da ciddi!!!