Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Dürüstlük öldü mü?


Televizyon kanalı TRT Haber´de bir görüntü. Zıpkınla balık avlama yarışı yapanlardan bir gurup yaralı bir karabatak görünce yarışı bıraktılar. Karabatağı alıp tedavi için veterinere götürdüler. Bunun üzerine ilgililer tarafından kendilerine ´fair- play´ ödülü verildi (18.05.2016)

Ben burada fair-play´a takıldım.

Nedir bu fair-play?
İnternete girdim ve araştırdım. ´Fair´, tek başına; 1.Dürüst, doğru, 2.Temiz, saf, 3.Adil, 4.Meşru anlamlarına geliyor. Fair-play ise, ´adil oyun´ demekmiş. Bir diğer anlamı, ?dürüst oyun.?

Öyleyse neden fair-play?


Dürüstlük öldü mü? Adil insana ne oldu?


Onları çöpe mi attık?


Balık avlayanların, yaralı karabatağı görünce yarışmayı ya da eğlencelerini bırakıp karabatağı kurtarmaları ve tedavi için veteriner aramaları bir fedakârlıktır.


Öyleyse, fedakârlığa ne oldu?


Be kardeşim madem lügatımızda ´dürüst´ bir kelime var neden onu tercih etmiyorsun da elin ne idüğü belirsiz fair-play´ını alıyorsun? Sonra fair´ın bizde ´dürüst, adil, temiz´ gibi anlamları da var. Ne güzel işte! Onlardan birini kullan.


Nitekim, geçen sezon Venlo forması giyen BB Erzurumspor´lu futbolcu Lennart Thy´nin, maç günü sahaya çıkmak yerine bir hastaya kök hücre bağışında bulunması, ´fedakârlık´ olarak değerlendirilmiş ve fair-play ödülüne lâyık görülmüş.


Daha önce olaya sportmenlik, davranışa da sportmence deniyordu. Şimdi fair-play ifadesi kullanılmaya başlandı. Ekşi Sözlük´e göre, FİFA´nın fair-play sembolü, kolkola girmiş halay çeken hakem ve iki futbolcu görüntüsüymüş.


Fair-play´in bazı ilkeleri varmış. İşte onlardan ikisi:


a)Oyunun kurallarına uymak ve hileye başvurmamak,


b)Kazanınca zaferi kötüye kullanmamak, yenileni teselli etmek (Kazananı tebrik, kaybedeni teselli etmek)

Fair-play konusunda sosyal medyada birkaç örneğe rastladım.

2000 yılında oynanan West Ham-Everton maçında Everton kalecisi, ceza sahası sol köşesinde rakip forveti karşılarken yerde kalır. West Ham´lı bir diğer oyuncu gelir ve topu ceza sahasına ortalar. Kale boştur ve top West Ham´lı
Di Canio´ya gelir. İtalyan asıllı Di Canio, topu kaleye vurup gol atmak varken topu eliyle tutar ve sakatlanan kalecinin yanına gider. Bu davranışı Fair-play ile ödüllendirilir.


Bir diğer örnek Türkiye´den.


Samsunspor´un eski futbolcularından Ercan Koloğlu; 50 sarı ve 11 kırmızı kartla, en hırçın futbolculardan biri olarak futbol tarihine geçer. Ancak onun gönlümüze dokunan yönleri de vardır.


Tarih 20 Şubat 1994. Bir Samsun-Trabzon maçı. Trabzon´un 2-0 kazandığı maç. Maçın sonunda mı olmuştur, yoksa Trabzon 1-0 önde midir, hatırlamıyorum, bir Samsun taraftarı sahaya atlar ve Hakem Ergül Yücedağ´a saldırır.
Samsunsporlu futbolcu Ercan Koloğlu, ?Hakem bizi yendirdi. Belâsını seyirciden bulsun!? demez. Hakemi seyircinin elinden kurtarır. Bu davranışı ile fair-play ödülü alır.


Bu örnekleri vererek ´fair-play´ ifadesini onayladığım yahut kullanımını normalleştirmeye çalıştığım sanılmasın. Ben adaletten yanayım, dürüstlükten yanayım. Varsın başkaları fair-play desin. Biz ´Dürüstlük ödülü´ diyelim, biz
´Adalet´ diyelim.


* * *


Penguenleri kaçırtan şarkı


Televizyonda bir görüntü. Antarktika kıtasında başında pelerini, bir adam opera söylüyor. Sesi yüksek perdeden çıkıyor. Adamı bir süre dinleyen penguenler, düşman görmüş gibi kaçmaya çalışıyor. Televizyon, haberin başlığını
?Penguenleri kaçırtan şarkı? diye vermiş.


Ben ne zamandır söylüyordum; bu opera denen şey musıki değil, tam bir bağırış çağırış, feryat! Baksanıza, penguenleri bile korkuttuğuna göre.


İyi haftalar?