Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Ahmet SEZGİN


EDEBİYAT CEHALETİ

EDEBİYAT CEHALETİ


TRT`de yayınlanan "Yedi Güzel Adam" dizisi olmasaydı ne "Yedi Güzel Adam" şiiri ne de edebiyat ve fikir dünyamızda 30-40 yıla damgasını vurmuş bu şair-yazarlarımız tanınacaktı. Nuri Pakdil`i, Erdem Bayazıt`ı Edebiyat öğretmenlerinin bile %99`unun duymadığı bir memlekette yaşıyoruz maalesef!

"Yedi Güzel Adam" dizisi olmasaydı Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim ve Alaeddin Özdenören isimlerini ne kadar insan duyacaktı? M.Akif İnan, Allah`tan bir eğitim sendikasının kurucu başkanlığını yaptı da ondan dolayı epey tanınıyordu.

Yıllardır tanıdığım onlarca Edebiyat öğretmeni meslektaşlarıma "Sezai Karakoç`u ve onun Mona Rossa şiirini hiç okudunuz mu hocam?" diye sorduğumda aldığım cevapların %99`u ya "Hayır, hiç duymadım hocam." ya da "Evet, tanımaz olur muyum Ahmet Hocam, şu meşhur "Mihriban" türküsünün şairi değil mi?" şeklinde olmuştur. Solcu Musa Eroğlu`nun bestelediği, yediden yetmişe herkesin severek dinlediği "Mihriban" türküsünün şairi Abdurrahim Karakoç ile Sezai Karakoç`u bile karıştıran bir cehalet! O türkü olmasa çoğu, Abdurrahim Karakoç`u veya Mihriban şiirini bile bilemeyecekti. İnternet başında “dijital Türkçesiyle” çoğu kişinin kendini şair, yazar ve düşünür zannettiği bir ülkede güler misiniz, ağlar mısınız halimize?

Mustafa Yıldızdoğan`ın çok güzel besteleyip okuduğu "Türkiye`m" türküsünün şairinin merhum Şair-Yazar Dilaver Cebeci`yi kaç kişi tanıdı bu memlekette? Yıllarca “Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi” imzası ve Osmanlı Türkçesiyle köşe yazarlığı yaptığı Türkiye gazetesinin aboneleri bile bu kişinin, bu şiirin şairi olduğunu biliyor muydu acaba? Her defasında ürpererek, duygulanarak dinlediğimiz “Türkiye`m” türküsünün şairinin bir ilahiyatçı-sosyolog olduğunu biliyor muydunuz? Şimdi birileri, “Ay inanmıyorum, bu güzel türküler de gericilere mi aitmiş, bunlar aşktan da anlar mıymış?” diyorlarsa biz de üstadın diliyle şunu haykırmak isteriz: “Geriden gelenler belki yüz bin ilerde!”

Bu memlekette her şeye her zaman ideolojik körlükle bakan (pardon bakamayan!) sözde solcular, sağcı ve dindar şair-yazarları; sözde sağcı ve dindarlar da solcu şair-yazarları okumadan yargılar, karalar, onlara düşmanlık besler. Batı klasiklerinin hatta beş para etmeyen yabancı yazarların hafızları olanlar; yerli ve millî yazarlarımızı, dilimize ve sanatımıza hizmet edenleri “tukaka” yapmaktan çekinmezler.

Ders kitaplarındaki yazar ve şairlerden başka bir şair-yazar tanımayan (İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif`in bile başka bir şiirini okumamış), okumayan milyonların yaşadığı bir ülkede hangi millî ve evrensel değerden, hangi “fikri hür, vicdanı hür” nesillerden söz edilebilir? Biz buna “millî eğitim” mi, “millî öğütüm” mü demeliyiz “baylar”!

Bana çok kızacaklara da tavsiyem şudur: Aynalara kızılmaz ki! Nurlu ufuklarda kara geceler sizin olsun efendim!

Kara gecelerde nurlu ufuklar ve yıldızlara göz kırpanlara ise selam olsun!..