Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Selim EROĞLU


ELÇİYE ZEVAL OLMAZ

ELÇİYE ZEVAL OLMAZ


    Köyümüzün yetiştirdiği hayırsever iş adamı Kamuran Amanvermez telefonla beni aradı. Önemli bir maruzatının olduğunu söyledi. “Bu,  benim için en önemli sorun haline geldi. Senin elin kalem tutuyor, sorunumu, sorunumuzu köşene taşırsan memnun olurum” dedi.
    Aynen şunları ifade etti:
    “Çocukluğumun  geçtiği köyümü, memleketimi çok seviyorum. İstiyorum ki  benimle birlikte çoluk çocuğum da memleketimi, köyümü sevsin. Bunun için çaba sarf ettim. Allah'a şükür,  imkânlarım iyi. Köyüme,  ihtiyaca cevap verecek güzel bir ev yaptım. Yazları,  hem tatil hem sıla-i rahim gayesiyle köyüme geliyorum. Benimle birlikte aile efradım da geliyor. Fakat onları uzun süre tutamıyorum. Sebebi su.
       Maalesef sularımız istikrarlı akmıyor. Bir akıyor, bir akmıyor. En ufak bir yağmurda kesiliyor ya da bulanık akıyor. Geçen yıl köye geldiğimizin ikinci günü torunlarım ishal oldu. Çoğu günümüz doktorlarda geçti. Onları daha fazla tutamadım. İstanbul'a geri döndüler. Su sorunu çözülmeden gelmek istemiyorlar. Yetkililer bana müsaade esin, bu sorunu ben kendi imkânlarımla çözmek istiyorum. Bütün imkanlarımla yardımcı olmak istiyorum. Ne olur meramımı yetkililere ilet”.
       Kendisini çok iyi tanırım. Hayırsever bir iş adamıdır. Memleket sevdalısıdır. Yoluktan gelmedir. Varlığı da  yokluğu da çok iyi bilir. Köyün her meselesine el atar. Kapısına giden boş dönmez. Köye hayır çeşmeleri yaptırdı. Onlar da selde hasara uğradı. İstiyor ki bu asırda bu mesele çözülsün. Ben de üzerime ne düşüyorsa yapmaya hazırım diyor. Derdini İstanbul ziyaretinde Belediye Başkanımız Ali Kılıç'a  bizzat anlatmış.
       Kamuran Abi'nin anlattıklarına kısmen ben de şahidim. Aynı sıkıntıyı ben de yaşıyorum. Yıllardır Kocaman'ın su sorunu çözülemedi.  Çözülmesi için iyi niyetli çok köklü çalışmalar, yatırımlar yapıldı. Yapılmaya da devam ediyor. Benim amacım kimseyi suçlamak değil. Haddim de değil. Halkın ortak bir derdi var, onu dile getirmek.
       En ufak bir selde su şebekesi zarar  görüyor. Bu yüzden günlerce sular akmıyor ya da bulanık akıyor. Büyükşehir yasasından sonra her eve su sayacı takıldı. Sular paralı ve kontrol altında. Buna, vatandaşın bir itirazı yok. Vatandaşın tek istediği suların kesilmemesi, ihtiyaca cevap vermesi ve sağlıklı olması.
       Su açısından bölgemiz oldukça zengin. Bol yağış alıyor. Kocaman'ın içinden yaz kış kesilmeyen dere akıyor. Suyu oldukça berrak. Dünyaca ünlü Kocaman pirincine lezzetini veren de bu berrak su. Tarım ilaçlarının olmadığı zamanlarda büyüklerimiz çeltik tarlalarındaki suyu içerlermiş, hiç de hasta olmazlarmış. Böyle diyenlerin birçoğu halen hayatta. Sulu tarıma yeterli gelen bu su, içme suyuna mı cevap veremeyecek?
       Kocaman halkı, en ufak bir selde su şebekesinin zarar görmesini istemiyor. Suların kesilmesine ve bulanık akmasına itiraz ediyor. Çare üretilsin istiyor. Mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor. Görüldüğü üzere su sıkıntısından insanlar çok sevdikleri köylerine gelemiyor. Gelenler de uzun süre kalamıyor. Gurbette doğup büyümüş evlatlarını, torunlarını köylerinde tutamıyorlar. Ne yapılabilir?
       Şüphesiz iyi niyetle çareler arayan yetkililer bizden daha iyi bilir. Kesin çare, Kocaman ırmağına sulama ve içme suyu barajı yapılması. En köklü çözüm bu gibi geliyor bana. Bunun dışındaki çözümler uzun vadeli olmaz. Pansuman tedbir olur.
       Rahmetli Başkan Sezai Nevik zamanında yerel bir televizyon kanalında canlı yayında bu fikrimi dillendirmiştim. Bayağı da ses getirmişti. Tam zamanı diyorum. Elçiye zeval olmaz. Kamuran Abi'nin de dediği gibi Kocaman halkının da talebi bu yönde. 
    Bekliyoruz.