Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Hasan ÖZDEMİR


EMEKLİLERİN DE HAFTASI VAR

EMEKLİLERİN DE HAFTASI VAR


 

 

 

Emekli denilince aklımıza, ömrünün yarıdan fazlasını sevdiği meslek uğruna harcayan, uğrunda çaba sarfedilen kutsal bir hakkı elde eden kişi gelir. Emekli olana kadar onların da bir haftası olduğunu bilmiyordum inanın. 26 Haziran- 4 Temmuz arasında kutlanan Dünya Emekliler Haftasında bizleri de hatırlayan olacak mı bakalım. Başımız sıkıştığında büyük önder Atatürk`ün sözlerini hatırlarız bazen. O da emekliler için, “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilere karşı tutumu, o milletin yaşama gücünün en önemli göstergesidir.” diyerek onlara verdiği önemi belirtmiştir. Belirtmiştir belirtmesine de, günümüze gelindiğinde bir bakalım.
Emekli, unutulmuşluğun, vefasızlığın, görmezden gelinmenin, düşük aylıkla yüzüstü sürünmenin ezikliğiyle yaşama savaşı veriyor adeta. Kamuda veya özel sektörde çok ağır şartlarda çalışarak emekliliğe hak kazanan vatandaşlarımız, hayatlarının geri kalan kısımlarını huzur içinde sürdürmekten çok uzaktalar. Parasızlık, yalnızlık ve güvensizlik endişesi taşıyan bu vatandaşlarımız, arkadaşlarına çay bile ısmarlayamayacak, torunlarına hediye alamayacak, akrabalarını ve dostlarını ziyaret edemeyecek durumda olduklarını çok iyi biliyoruz. AB ülkelerinde emekliler dünyayı geziyor, bizde ise kaderine razı olmuş bir şekilde kabuğuna çekilmiş, ölümü bekliyor adeta. Gücü olanlar ikinci bir iş yapmaya çalışıyor, onlara da %15 maaşlarından kesinti uygulanarak, iş yapmaları engelleniyor. 11 milyon emekli yaşamını sürdürmek için mucize üstüne, mucizeler yaratıyor ülkemizde.
Ey yetkililer sizin ayranınız ak, tuzunuz kuru. Aç ne yemez, tok ne demez demiş Atalarımız. Emekli kardeşlerim sesinizi duyurabileceğimiz Türkiye Emekliler Derneği var. Yıllık 18 TL.aidat ödeyerek ayakta durmaya , hakkımızı aramaya ve hizmet vermeye çalışıyorlar. Buralara üye olarak daha güçlü ses çıkarabiliriz. Unutmayalım, mazide muktedirken,bütün kuvveti ile çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin,geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur.

IRAK ÇOK MU IRAK?
Sevgili okuyucularım, Kerkük ve Musul`un bizim için ne kadar önemli olduğunu hepiniz bilirsiniz. Sayın Başbakanımız da konuşmalarında 2008 yılında Kürtler yerleşim yerlerini değiştirip, buralara yerleşmeye başlayınca gürlemiş,”Buralar bizim kırmızı çizgilerimizdir.” demişti. Şimdiler de orada yaşayan Türkmen kardeşlerimize kimin ne zaman saldıracağı belli değil. Gazze`ye, Somali`ye, Mynmar`a, Rabia`lara sahip çıkılırken bu kardeşlerimizin çektiği sıkıntıları da dile getirmeliyiz. Türkmen Şair Ali Yaşar`ın yazdığı “Irak çok mu ırak” şiirinin son bölümünü aldım. Tamamını okursanız veya internetten dinlerseniz gözleriniz dolu dolu olacak eminim.
Allah Türkleri ve İslam alemini, bu mübarek ayda ve daima her türlü belalardan korusun. Kalın sağlıcakla.

Beterin beteri var…
Biri getmiş, ötekiler gelmiş…
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşam…
Mavzerler çevrilmiş üzerime
Tetiklere sarılmış Puştlar
Merhamet beklerken, zulüm bulmuşam…

Böyük devletlerin böyük oyunu
Yok etmek Türk`ün soyunu
Çoraplar örülmüş
Çuvallar geçirilmiş başıma
Aslanım; kediye boğulmuşam…

Okumak yazmak yok…
Dilim damağıma bağlanmış
Düşünmem, konuşmam, kızmam yasak…
Başın kaldırıp bakmak
Elim ayağıma dolanmış
Oturmam, yürümem, gezmem yasak…
Taş kesilmişem gavim gardaş, nerdesen…

Di gah gel…
Di gel ölem di gel…
Adına gurban olam di gel…
Alnına kanım çalam di gel…
Bayrağım göğün mavi gülü, ay yıldızım sen…
Yurdum Türkmen eli, can özüm sen…
Soyum sopum Türkoğlu, yüzüm sürdüğüm izim sen...
Oy men ölmüşem gavim gardaş, nerdesen…
Şiir: Ali Yaşar