Bugün, 11 Mayıs 2024 Cumartesi

Ahmet SEZGİN


ENKAZDA KALAN ANILAR VE TERME

ENKAZDA KALAN ANILAR VE TERME


            Bilgi Gazetesinde üç yıl önce yazdığım “Şehrin Ruhu, Biz ve Amazonlar” başlıklı yazımda şöyle demiştim:
         “Bir yeri, şehir yapan, onun ruhudur. Bir kentten ortak değerleri, hatıraları, alışkanlıkları, ortak mekânları; sanat, kültür ve gönül adamlarıyla millî kahramanları çıkarıp attığınızda taş yığınından başka bir şey kalmaz orada. O zaman da orada bir “şehir ruhu”ndan da bahsedilemez ortak kimlikten de.
          Yeni Adliye Binasının karşısında Ozan Arif'in doğduğu ev, koruma altına alınabilirdi. Eski “Kapanaltı”, Eski “Atatürk İlkokulu” binası, “Turan Sineması”, “Çınarlık Futbol Sahası” yaşatılmalıydı. Eskiye ait ortak mekânların pek kalmadığı ilçemizde meydandaki “Saat Kulesi” bile yıkılmamalıydı.”
          Biz bu konuda bu şekilde çok önemli uyarı ve tavsiyelerde bulunmuştuk o zaman ama maalesef durum daha da vahim bir hal aldı son zamanlarda. 
          Önce benim de 4 yıl okuduğum, Kocaman Caddesindeki Terme İmam-Hatip Lisesinin kullanılmayan binası yerle bir edildi. Binlerce öğrenciyle yüzlerce öğretmenin anılarına balyoz vuruldu hiç acımadan. Bu haliyle kullanılmasa da başka bir şekilde yaşatılamaz mıydı acaba? 
          Çay Mahallesinde 50 yıldan fazla müminlere hizmet eden Yeni Cami"nin yıkılması da bizim gibi yıllardır çoğu zaman vakit, cuma ve bayram namazlarını orada kılan; vefat eden yakınlarının cenazelerini bile oradan ahrete uğurlayan nice Müslümanı çok üzdü. Tek tesellimiz, aynı yerde bir yeni camiinin yapılacak olması. 
          Binlerce mezunla yüzlerce öğretmenin hayatında derin izler bırakan, nice unutulmaz hatıraların yaşandığı, çok derin bir aidiyet oluşturan, benim de 28 yıl önce -1992-1993 eğitim yılında- asteğmen öğretmen olarak görev yaptığım Terme Lisesinin isminin değişmesine üzülürken şimdi eski binası da yok edilerek üzerine yeni bir köprü inşa edilmeye başlandı. Terme için büyük ihtiyaç olan yeni köprü için farklı bir yer ve çözüm bulunamaz mıydı acaba?
         Eski Terme Lisesinin tam karşısında -Çay Mahallesi tarafında- 50 yıldır dini eğitim hizmeti veren, ilçenin en eski kurslarından Merkez Kur'an Kursu binası da yine yapılan köprü sebebiyle tarumar oldu birkaç gün içinde. Bu değerli mekânlarda yaşanan yüzlerce hatıranın yaktığı ağıtların sesi, hırçın deniz dalgalarıyla birlikte Canik Dağlarında yankılanmakta şimdi. 
         Sellerin yıktığı köprülerle de ilgili çokça hatırlarımız vardı. Ama onları “afet” yıkmıştı. Üzülmüştük ama “kader” deyip sabretmiştik. Ama yıkılan eski Terme İmam Hatip Lisesi, Yeni Cami, Terme Lisesi ve Merkez Kur'an Kursu binaları bizim gibi yüzlerce duyarlı insanı derin hüzünlere gark eyledi. 
     Gurbetten geldiği memleketinde çok şeylerin değiştiğini gören, eski arkadaşlarını bulamayan nice insan; unutamadığı arkadaşlarıyla birlikte yasadığı ortak mekanları ziyaret ederek hatıralarının gölgesinde serinleyip hasret giderebilecek mi, nostaljik seyahat yapabilecek mi artık? Allah'tan Osmanlı Döneminden kalan Pazar Camiiyle asırlara meydan okuyan çınar ağacımız yaşıyor Terme'mizde. 
         Ben, benim gibi düşünüp hisseden, bu ortak kamu mekânlarının yıkılmasından derin üzüntü yaşayan, duygularını açıkça dile getiremeyen binlerce insanın olduğuna inanıyorum. “Eski kafalı” romantik olmayı; duyarsız, hafızasız, hatırasız olmaya yeğlerim. 
         Terme'nin tarihine önemli bir not düştük ama Gülten Akın'ın dediği gibi “Ah, kimselerin vakti yok/ Durup ince şeyleri anlamaya!”