Bugün, 16 Nisan 2024 Salı

Selim EROĞLU


Erfelek Şelaleleri-2


....... Kısa bir zaman sonra Er­fe­lek´e va­rı­yo­ruz. Er­fe­lek, Sinop´tan 45 Ki­lo­met­re uzak­lık­ta ve içe­ri­de ku­rul­muş küçük bir ilçe. 1960´ta ilçe olmuş. Daha önce adı, Ka­ra­su imiş. Ka­ra­su, bu­ra­dan geçen de­re­nin adı. Ta­rih­ten beri bu or­man­la­rın adı Er­fe­lek or­man­la­rı imiş. De­re­nin adını bı­rak­mış­lar, daha büyük olan or­ma­nın adını al­mış­lar.

Şe­la­le­ler ilçe mer­ke­zin­den 10 ki­lo­met­re uzak­lık­ta. Tat­lı­ca kö­yün­de. Bu yüz­den Er­fe­lek Şe­la­le­le­ri ya da Er­fe­lek- Tat­lı­ca Şe­la­le­le­ri de­ni­yor. Her ikisi de aynı ka­pı­ya çık­yor. An­la­ya­ca­ğı­nız fark­lı yer­ler değil.

Şe­la­le­le­rin gi­ri­şi­ne tıpkı Ayder´de ol­du­ğu gibi ?Ta­bi­at Parkı? ya­pıl­mış. Giriş üc­re­te tabi. Her araç ti­pi­nin giriş üc­re­ti fark­lı. Biz giriş için 14 TL öde­dik. İçe­ri­si tık­lım tık­lım araç do­luy­du. Park yeri bul­mak­ta zor­lan­dık. Ol­duk­ça iyi bir gelir sağ­la­nı­yor­du.

Bu­ra­sı bir vadi. Şe­la­le­le­rin baş­lan­gıç yeri. Ka­ra­su ır­ma­ğı­nın ke­nar­la­rın­dan ağaç­lar­la kaplı geniş bir alan var. Bu düz­lü­ğe sos­yal te­sis­ler ya­pıl­mış. Tam ma­na­sıy­la ye­ter­li değil. Yer yer ça­mur­lar var ve ba­kım­sız. Tam imar edil­me­miş. Bizim Miliç Çam­lı­ğı örnek alı­nır­sa çok güzel bir yer olur. Miliç Çam­lı­ğı­nın model alın­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni, gör­dü­ğüm her yet­ki­li­ye söy­le­dim. Ben­den söy­le­me­si. Beni iti­ba­ra ala­cak olan, yet­ki­si olan­lar. Biz git­tik, onlar da Miliç´e git­sin­ler. Sos­yal tesis nasıl olur­muş gör­sün­ler.

Bu­ra­lar yani şe­la­le­ler, daha yakın za­ma­na kadar bi­lin­mi­yor­muş. 1997 yı­lın­da DSİ, Ka­ra­su Ir­ma­ğı­na bir baraj yap­ma­ya karar ver­miş. Adı Er­fe­lek Ba­ra­jı. Ba­ra­jın yapım es­na­sın­da, mü­hen­dis­ler ve ça­lı­şan­lar te­sa­dü­fen bul­muş­lar.

Yu­ka­rı­dan, or­man­la­rın için­den bir su ge­li­yor ama ne­re­den? İz sü­recek bu suyun, çağ­la­yan şek­lin­de ak­tı­ğı­nı keş­fet­miş­ler. İki ki­lo­met­re uzun­lu­ğun­da, irili ufak­lı 28 şe­la­le var. Şe­la­le­ler keş­fe­dil­dik­ten sonra, ke­nar­la­rı­na ağaç­tan mer­di­ven ya­pıl­mış. İki ki­lo­met­re yokuş yu­ka­rı sü­rek­li tır­man­ma­nız ge­re­ki­yor. Her ba­ba­yi­ği­din harcı değil. Ne­fe­si­ni­zin ve sağ­lı­nı­zın ye­rin­de ol­ma­sı ge­re­ki­yor. Yarı yolda nos­tal­jik bir kafe yap­mış­lar. Bu­ra­da mola ve­ri­yo­ruz. Çay var, kahve var, yaban ar­mu­du var, taf­lan var, haş­lan­mış ve kı­zar­mış mısır var. En önem­li­si Tür­ki­ye´nin ve dün­ya­nın de­ği­şik yer­le­rin­den gel­miş in­san­lar­la soh­bet etme im­ka­nı var. Fi­yat­lar makul, kazık marka değil.

Yarım saat din­len­dik­ten sonra zir­ve­ye ulaş­mak için tek­rar yola ko­yu­lu­yo­rum. Zira eta­bın bu bö­lü­mün­de yal­nı­zım. Ar­ka­daş­la­rım ma­ze­ret beyan ede­rek, geri kal­dı­lar. Ayrı düş­tük. Gerçi kap­ta­nı­mız son anda hamle ya­pa­rak zir­ve­yi gör­müş. Son­ra­dan bir­bi­ri­miz­den ha­be­ri­miz oldu.

Bu­ra­lar ta­ma­men or­man­lık bir alan. Çam, kök­nar, meşe, gür­gen, kayın, diş­bu­dak, ka­ra­ağaç, ıh­la­mur, çınar, kes­ta­ne, kavak, kav­lan, çalı çırpı? Ne arar­san var. Üsten he­li­kop­ter geçse ağaç­la­rın sık­lı­ğın­dan ve bü­yük­lü­ğün­den şe­la­le­le­ri gör­me­si müm­kün değil. İki ki­lo­met­re­lik 28 şe­la­le­le­rin sa­de­ce düz­lü­ğe dö­kü­len yeri gö­rü­le­bi­li­yor. Geç keş­fe­dil­me­si de bu yüz­den olsa gerek.

De­re­nin için­den, şe­la­le­le­re tır­man­mak da müm­kün. Tır­man­mak için ha­lat­lar koy­muş­lar. Şe­la­le­le­rin dö­kül­dü­ğü yer­ler­de gö­let­ler oluş­muş. Suyu buz gibi. İçinde ala­ba­lık­lar ya­tı­yor. Bu se­ya­hat teh­li­ke­li ve ol­duk­ça zor. Ay­rı­ca ekip­man yö­nün­den do­na­nım­lı ol­ma­nız ge­re­ki­yor. Ben biraz de­ne­dim, ye­ter­li ekip­ma­nım ol­ma­dı­ğın­dan tam ba­şa­rı­lı ola­ma­dım. En azın­dan şe­la­le­den şe­la­le­yi, taş­tan taşa at­la­ya­rak yü­rü­düm.
Tem­mu­zun so­nuy­du ve şırıl şırıl, gürül gürül su çağ­lı­yor­du. Bir de kışın gelip gör­mek var diye dü­şün­düm. ?Kim bilir ne mu­az­zam man­za­ra­lar olu­şur!? dedim.

Mem­le­ke­ti­mi­zin her ta­ra­fı bir başka güzel. Bu gü­zel­lik­le­ri gez­mek gerek. Çok mu zor? Hiç de değil. Önce niyet gerek. Er­fe­lek Şe­la­le­le­ri gö­rül­me­ye değer. Gö­rün­ce bana hak ve­re­cek­si­niz.