Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

B.Rahmi ÖZEN


ERGUVAN KOKULU İSTANBUL -1-

ERGUVAN KOKULU İSTANBUL -1-


Saraçhane`ye vardığınızda I. Konstantin zamanında başlanan ve İmparator Valens döneminde tamamlanan Valens kemeriyle karşılaşırsınız. Sonra aynı dizinde öteki su kemerlerini gezersiniz. Mualla Kemeri, Uzun Kemer, Güllüce Kemeri,

Bahçeköy kemeridir adları. Asırlarca İstanbul`a su taşıyan kemerlerde suya değer güvercinlerin kanatları.

Lale kokar, leylak kokar, menekşe ve erguvan kokar İstanbul`un bahçeleri. Meydanları, caddeleri, sokakları mis gibidir, mercan gözlü sevgilinin. Haliç`e bağlı zincir gibidir yüreğinde medeniyet kuranların ve bu kentte yaşayan insanların

İstanbul`a bağlılıkları. Gemileri karadan yürütmüştü ona müştak Mehmetler. Bazen sevinci yaşarsınız Beyoğlu`nda, bazen bir hüzün tüllenir Eyüp Sultan`ın mistik bahçesi. Bazen buğulanır mega kentin mercan gözleri. Dünyadan göçenlerin ardından ağıtlar yakılır Zincirlikuyu`da, Aşiyan`da, Edirnekapı ve Karacaahmet`te. Dua edenlerin dudak kıpırtıları, anlam yüklüdür kente hizmeti geçen yiğitler için. Semadadır avuçları minare minare. Mabetlerinde; inanmış insanların altın dilinden çağlar boyu enfes dualar yükselmiştir, aziz İstanbul`un.

Pırıltılarla açılır gerdanı İstanbul`un. Açar koynunu aydınlık sabahlara. Kapatır kara gecelere. Kara geceyi hiç sevmez İstanbul, kara düşünceyi sevmediği gibi…

Bayılırsınız yedi tepeden semalara yükselen mavi akşamların ezanına. Güneş`ten, Ay`dan ve yıldızdan aldığı nurla; yüzü dönüktür yeryüzü insanına… Medeniyetlere, kültürlere, inançlara, dillere, renklere, örflere…

Beyoğlu`nda temaşa, Ayasofya`da matem vardır. Ve şafak Dolmabahçe`de öper İslambol`u. Babıali kederlidir, sahaflarda bin elem vardır. Geceleri renklenir yedi tepe, yedi gök efsanesi gibi. İki denize mahrem gibi ağlar Kız Kulesi. Sularda secde eden elleridir Sinan`ın. Aşiyan kubbelerde kandillerin şavkı vardı. Dökülüru çeşmelerden gözyaşları asırlık çınarların. Boğaz`da gezgin gibi akşamlayan gölgeler sırrını keşfeder Çamlıca`da güneşin. Ulubatlı`yı gözler surlardan akan tarih.

Eyüpsultân`da yankılanır Akşemseddîn`in duası.

Cihanşümul bir Peygamberin müjdesidir, mavi gözlü İstanbul. Bu müjdenin âşıkları, her biri bir Eyüp Sultan olur, yollarını omuzlar, gelmek için. Yollar dokur, dağlar aşar. Leb-i derya dudaklar kadar temizdir onun yüreği. Bizans`ın güzel kızı, evrenin güneşi, gecenin ayı, semanın yeryüzüne düşürdüğü en parlak yıldızıdır lale nefesli İstanbul. Karadeniz`den esen rüzgârlarla yedi tepede efil efil bir kutlu nefes gibi savrulur gül kokan saçları.

Baştanbaşa şiir, edep ve edebiyat kokusu gelir nefesinize İstanbul`dan. Kültür kokar İstanbul`un taşları, çinileri, mermeri, ahşabı, her şeyi. Burada rüyalarınızda şehitlerin niyazlarını; surlar üstünde selama dururken görürsünüz, ecdadı.

Ezan okuduğunu işitirsiniz günde beş kez surların burçlarında Bilalların. Ninniler söylediğini Emir Ayşelerin, Fatmaların, Meryemlerin… Nefes nefes Yıldırım Beyazıt kokar bu şehirde gelincikler. Ortaköy, Kabataş, İskele, pembe düşlerin sabahı gibi önünüzde kâşane olur her gece. Fatih kokar, Selim kokar, Süleyman kokar kızaklar, kayıklar, kaydıraklar.

(Devamı Haftaya)