Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


ESKİMEYEN MUHTAR   

ESKİMEYEN MUHTAR   


Salgın döneminde birçok değerli insanımız aramızdan ayrıldı. Biz biliyoruz ki “ecel geldiği zaman ne bir saniye ileri gider; ne bir saniye geri gider.” Sebepsiz ölüm olmaz. Maalesef günümüzde birçok ölümün sebebi korona virüs salgını oldu.

 

   Salgında köyümüze yıllarca muhtar olarak hakkıyla hizmet vermiş Mehmet Amca (Özkan) aramızdan ayrıldı.

   Ben doğduğumda muhtarmış. Çocukluğumda, ilkokul ve ortaokul yıllarımda da muhtardı. Aralıksız tam, bilmiyorum ama, yirmi beş yıla yakın muhtarlık yaptı.

   En büyük ideali köyü kasaba yapmaktı. Çok uğraştı. Nüfusun yetmediğini söylüyorlardı. Komşu köylerden mahalle ve nüfus takviye etti. Kocaman’ı belediyelik yapmayı başardı. İlk seçimde aday da oldu ama belediye başkanlığı nasip olmadı.

   Hizmet adamıydı. Sürekli proje üretirdi. İlçede ne varsa aynısı köyünde de olsun istiyordu. Bunun için sürekli üst makamları aşındırırdı. Pazaryeri onun zamanında açılmış. Pazaryerinin açılması köye önemli bir katkı sağladı. Ticaret canlandı. Halk , üretmeye, ürettiğini satmaya başladı. Vatandaşın ufku açıldı. Belki de birçokları elde ettiği ticari tecrübeyle uzaklara gitti.

   Ortaokul onun muhtarlığı döneminde açıldı. Devlet-millet kaynaşmasıyla büyük mücadeleler verdiğini biliyorum. Okumayı düşünmeyen, okuma imkânı olmayan, birçok genç bu okul sayesinde okuma, ileriye gitme, memur ve müteşebbis olma imkânına kavuştu.

   Hiçbir köyde yokken onun zamanında köye postane açıldı. Postaneyi açmak için ne mücadeleler verdiğini uzun uzun anlatırdı. Muhtarlığı bıraktıktan sonra köşesine çekilmedi. Halkın içinden hiç ayrılmadı. Her düğünde, her cenazede, her törende, her açılışta… onu görmek mümkündü.

   Büyük bir devlet tecrübesi vardı. Hizmetin kimden, nasıl geleceğini bilirdi.

   Köyle ilgili her konuda fikri vardı. Bu fikirlerini, kırmadan, dökmeden ama kararlı bir şekilde dile getirmekten çekinmezdi. Görüşlerini devrin yöneticilerine bizzat söylerdi. Kendi devrinden sonra güçlü bir muhalefet lideri gibiydi. Onun muhalefetliği köyün daha ileriye gitmesi içindi.

   Ömrü boyunca bütün derdi Kocaman oldu. Bütün konuşmaları Kocaman üzerineydi.

   Sohbet etmeyi severdi. Kırmadan, kızmadan, tane tane, aheste aheste konuşurdu. Kendisini dinletmesini becerirdi. Bol hatırası vardı. Hatıralarını anlatır, bunlarla günümüz arasında bağlantı kurardı.

   Uzun yıllar muhtarlık yaptığından olsa gerek, idarecilerin yaptıklarını  pek beğenmezdi. Beğenmediği işler için “şöyle olması gerekir” diye alenen söylerdi.

   Muhtarlıktan ayrılalı otuz yılı aşkın olmuştu. Tabiri caizse köprünün altından çok sular aktı. Kimler geldi kimler geçti. Halk arasında onun lakabı hep “eski muhtar” olarak anıldı. Muhtarlık yapan çok olmasına rağmen “eski muhtar” deyince akla ilk gelen o oldu. Ona bunca yıldır “eski muhtar” denmesi aslında “eskimeyen muhtar” olduğunun en büyük delili sayılırdı.

   Son nefesine kadar birinci mevzusu hep “Kocaman” olmuştur. Bir Kocamanlı olarak ben buna şahidim. Doksan yılı aşkın ömür sürdü. Her fani gibi o da aramızdan ayrıldı ama iz bırakarak ayrıldı.

   Ruhu şad, mekanı cennet olsun.