Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


EYÜP SULTAN´DA İFTAR


Bu yıl ilk iftarı Eyüp Sutan´da açmak nasip oldu.

Uzun zamandır bir iftarı Eyüp Sultan´da açmak gibi ulvi bir hayalim vardı. Çok şükür bu yıl nasip oldu.

Eyüp Sultan, Ramazan´ın doya doya yaşandığı her yönüyle mübarek bir yer. Sanki burası kutsal faaliyetler için özel olarak tahsis edilmiş bir mekan gibi.

İstanbul´un, Türkiye´nin, hatta Dünya´nın her tarafından sadece oruç açmak, teravih kılmak, Ramazan´ın manevi havasını doya doya teneffüs etmek için insanlar, müslümanlar dalga dalga burada toplanmışlar.

İftara doğru, herkeste bir heyecan, herkeste bir koşuşturmaca? Her yöreden, her kültürden, her meşrep ve mezhepten insanları görmek mümkün. Kimsenin yüzü asık değil. Herkes sevinç ve neşe içerisinde. Herkes birbirine selam verme ve tebessüm etme yarışına girmiş. ?´Müslümanın müslümana tebessümü sadakadır,´´ hadisi canlı olarak yaşanıyor.


Mahşeri bir kalabalık var, iğne atsan yere düşmüyor. Ortam o kadar kalabalık olmasına rağmen en ufak bir hır gür, kavga, niza, dövüş yok. İnsan haklarına hürmet zirve yapmış. Kazara birisine yanlışlıkla dokunan bile özür dileme erdemliliğini gösteriyor. Asayişi sağlamak için kolluk kuvvetlerimize hemen hemen hiç görev düşmüyor.

Ramazan ayı aynı zamanda bölgeye ekonomik bir canlılık getirmiş. Bütün yeme içme yerleri iftar menüsü hazırlamış, buroşür bastırmışlar. Müşteri çekmek için çığırtkanlar bir yandan yüksek sesle bağırıyor, bir yandan da el ilanlarını dağıtmaya çalışıyorlar. Bu tür yerlerde 20 ila 50 tl arasında bir bedelle iftar açmak mümkün. İftar masaları yollara, caddelere, parklara, çayırlıklara ve meydanlara taşmış.

Bunun dışında geleneksel olarak insanlar kendi imkanlarıyla geniş alanlarda, yer sofralarında, evden getirdikleri nevalelerle hep birlikte sevdikleriyle iftarlarını açabiliyorlar. Öyle ki bu yeryüzü sofraları Eyüp´ün hemen yanı başından başlayarak ta Haliç´e kadar uzanıyor. Birbirini hiç tanımayan insanlar bir anda sofra komşusu oluyor. Din kardeşliğinin verdiği ortak paydayla sofra komşuları birbirlerine ?´hayırlı iftarlar´´ temennisinde bulunuyorlar.

Sofrasına buyur eden, karınca kararınca ekmeğini bölüşen, bir yudum su, bir hurma da olsa ikramda bulunan insanlar adeta sevap yarışına girerek bütün dünyaya kardeşlik ve dostluk mesajları veriyorlar.

Bence Eyüp´ü Eyüp yapan lokantalarda hazır menülerle yapılan iftarlar değil, geleneksel olarak oluşturulan bu yer sofraları. Bunun tadı ve hazzı bir başka oluyor.

Biz de, ben, biraderim Sinan ve yeğenim Furkan´la birlikte kendi hazırladığımız yer sofrasında yerimizi alıyoruz.

Menümüz zeytin, peynir, ekmek ve helva. İnanın Eyüp Sultan´ın manevi gölgesinde bu mütevazi iftardan aldığım hazzı 5 yıldızlı otel sofralarından alamadım. Sadece ben değil Sinan, Furkan ve konuştuğum herkes aynı kanaatteydi.

Bu bereket, bu haz neren geliyor?

İftardan sonra teravih için camiye giriyorum.

Tam karşımda, duvarda çerçevelenmiş Osmanlı alfabesiyle yazılmış bir beyite gözüm çarpıyor.

Aynen şöyle yazıyor:

?Yetişmez mi bu şehrin halkına bu nimet- i Bari

Habib-i Ekrem´in yari Eba Eyyübel- Ensari´´

Mealen: Bu şehrin, yani İstanbul´un halkına Allah´ın bir nimeti olarak Peygamberimiz´in dostu Eba Eyyübel-

Ensari´nin burada yatıyor olması şeref olarak yeter de artar bile, diyor.


Beyiti okuyunca bunca hazzın, bunca güzelliğin, bunca bereketin sırrını öğrenmiş bulunuyorum. O sır da Eyüp Sultan Hazretleri´nin burada yatıyor olması.


Peygamberimiz: ?´ Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine tabi olursanız hidayet bulursunuz´´ buyurmuş. İşte bu hadisin mucibince ashabın ileri gelenlerinden Hz. Eyüp Sultan´a tabi olarak hidayet bulma yolunda
azmettik.


Bu güzelliği Cenab-ı Allah arzu eden herkese nasip etsin.