Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Selim EROĞLU


FARELER VE İNSANLAR


O günkü derste 11-H sınıfı öğrencileri okudukları kitapları tanıtıyordu. İlyas Enes KOÇ, okuduğu Fareler ve İnsanlar adlı kitaptan bahsetti.

Ben de öğrencimin okuduğunu anlayıp anlamadığını belirleyebilmek için birkaç suru sordum.

´´Kitabın adı neden böyle, konunun farelerle ne alakası var?´´ diye sordum.

İlyas da, ´´ hocam kitapta farelerden hiç bahsedilmiyor, tamamen farklı şeyler anlatılıyor. İnanın kitabın adıyla içeriği arasında hiçbir bağlantı kuramadım´´ diye cevap verdi.

Kitap öğrencimin yanında yoktu. Kitaptan hayalen bahsediyordu.

Kitabın adını ve yazarını biliyordum ama şu ana kadar okumak nasip olmamıştı. Bu bakımdan inanın sorduğum soruların cevabıyla ilgili merakım bir kat daha arttı.

´´Kitap kaç sayfa ´´ diye sordum.

´´92 iki sayfa hocam´´ dedi, öğrencim.

´´Hemen yarın al gel, kitabı bir gecede okuyacağım ve sorduğum, merak ettiğim soruların cevabını bizzat ben vereceğim,´´ dedim.

Ertesi gün kitabı alıp gelen öğrencim mahcup bir eda ile ´´hocam kusura bakmayın, yanlış hatırlamışım, eser 92 değil, 152 sayfaymış´´ dedi.

´´Olsun, söz verdim bir kere, pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, 92´yi okuyan 152´yi de okur´´ diye cevap verdim.

Söz verdiğim gibi kitabı bir gecede büyük bir zevkle merakla okudum. Zihnimdeki soruların cevabını buldum. Sözümü yerine getirmenin bahtiyarlığıyla ertesi gün bildiklerimi sınıfla paylaştım.

Evet , İlyas´ın da dediği gibi eser, doğrudan farelerden bahsetmiyordu. Fareler ve insanlar hakkında malumat da vermiyordu. Tamamen mecazi ve ironik bir anlatım ve mesaj vardı. Sezgilerimle birikimimle hadiseyi çözdüm. Öğrenciler de hak verdi.

Romanın yazarı Amerikalı yazar John Stainbeck. Fareler ve İnsanlar´ı 1937 yılında yazmış. Bundan sonra büyük bir şöhrete kavuşmuş. İki yıl sonra yazdığı Gazap Üzümleri romanıyla da 1962 yılında Nobel Edebiyat Ödülü´nü kazanmış.

Yazar, hem toplum hem birey psikolojisini konu alan değerli eserler vermiştir. Eserlerinde natüralist bir gerçeklik, hayale dayanan bir gözlem gücü, insani bir alaycılık vardır. Günümüzde eserleri en çok okunan yazarların başında gelmektedir.

Fareler ve insanların konusu Amrika´da geçmektedir. Adeta 1930´u yılların Amerika´sı nı gerçekçi bir bakış açısıyla ele almıştır.

´´George ve iri yarı saf arkadaşı Lennie yersiz, yurtsuz kişilerdir. Dünyada tek sahip oldukları şey, aralarındaki dostluk ve günün birinde yerleşip huzur içerisinde yaşayabilecekleri , kendilerine ait bir araziye sahip olma hayalidir. Bir çiftlikte iş bulan iki kafadar , bu arazi için para biriktirmeyi hayal etmektedirler. Saf ve oldukça güçlü olan Lennie´nin başı sürekli derde girmektedir. Devamlı arkadaşını belalardan kurtaran George´nin sonunda çabaları Lennie´yi kurtarmaya kafi gelmez. Gerçekler hayallere galip gelir. Roman Lennie´nin hazin ölümüyle son bulur.´´

Gelelim merak ettiğim soruların cevabına.

Romanda Amerikan toplumuna eleştirel bir bakış vardır. Toplum adeta sosyal katmanlara ayrılmıştır. Bir zencinin beyaz gibi olması asla mümkün değildir. Aynı şekilde bir köylünün şehirli, bir ırgatın çiftlik sahibi, bir işçinin patron, bir fakirin de zengin olması imkansızdır. Aradaki sınırlar kalın duvarlarla örülmüştür ve aşılması mümkün görünmemektedir. Adı geçen sınıfların insanca yaşaması bile kabul edilememektedir. Bunların toplum içerisinde fareler kadar bile değeri ve hükmü yoktur. Toplumda yaşayanlar kesin çizgilerle birbirinden ayrılmıştır: Fareler( fareler gibi hiçbir hükmü olmayanlar) ve İnsanlar.

İşte benim cevabım ve yorumum bu.

Bize insan hakları dersi vermeye kalkanların geçmişi ve gerçek yüzü bu. Ben demiyorum, içlerinden biri , Nobel ödüllü John Steinbeck diyor.

Biz ne diyoruz? İnsanın insana bir üstünlüğü yoktur, üstünlük ancak takvadadır diyoruz.

Başkalarını gözümüzde haddinden fazla büyütmeyelim. Gerçekleri bilelim yeter.

Sağlıcakla kalın.