Bugün, 18 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


FARLI BİR ETKİNLİK

FARLI BİR ETKİNLİK


    Üniversiteye kadar olan okul hayatım , çok şükür, Terme'de geçti.
    Bazı öğretmenlerimiz yoklama alırken ''sınıf  'tam' mı arkadaşlar'' diye sorduğunda ekseriye gülüşmeler olurdu. Bu gülüşmelere hocalarımız pek anlam veremezlerdi.
    Öğretmenin mizacına göre sorulara farklı farklı cevaplar verilirdi. 
Hocalarımızın hoşgörüsüne sığınarak '' sınıf tam değil  hocam,  tamam'' derdik. Uzun uzun tartışmalar olurdu.
    Sınıf tam mı sorusunu soran hocalarımızın çoğu ilk defa memuriyet dolayısıyla Terme'ye gelenlerdi. Çünkü sorulan sorulardan, verilen tepkilerden bu durum hemen anlaşılırdı.
    Hepimiz biliyoruz ki bölgemizde ahıra ''tam'' denilmektedir. Bunu, bölgemizde yaşayan herkes bilir. Bölgemizde yaşamamış olanların ise bilmemesi gayet normal.
    Bu örneği niye verdim?
    Genç ve çalışkan meslektaşım, Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi  Edebiyat Öğretmeni Emrullah  Şavlığ ''Yöresel Kelimelerimizi Öğreniyoruz'' adıyla  güzel bir proje ortaya koymuş.  Her kelimeyi  ayrı ayrı yazıp panoya asmış.  Proje medyanın ilgisini çekmiş.  Bir televizyon kanalı haber yapmış.  Öğretmen ve öğrencileri konuşturmuş.  Haber, sosyal medyada defalarca görüntülenmiş. Benim de oradan haberim oldu.
    Hocamız, daha önceleri de  yöresel atasözlerimiz ve deyimlerimiz üzerine çalışma yapmış.  Faydasını görmüş olmalı ki devamını getirmiş. 
     Hocamız, projenin amacını '' kültürel mirasımız olan  yöresel kelimelerimizi unutturmamak ve gelecek nesillere aktarmak'' olarak belirtiyor.
    Emrullah Hocam vefalı davranmış. ''Projeyi yaparken daha önceki çalışmalardan yararlandık'' diyerek şahsıma ve '' Mini Terme Sözlüğü'' çalışmama atıfta bulunmuş. Kendisine duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum.
    Yapılan çalışmayı çok önemsiyorum.
    Günümüzde dünya bir köy haline geldi diyorlar. Mahalli, milli ve yerli olanı öteliyorlar. Bir dünya vatandaşı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu, çok tehlikeli bir gidişat. Bunun çıkmaz bir sokak olduğunu cümle alem anladı. 
    Evrensel kültürle yetişen nesil geçmişle bağını koparıyor. Diploma sahibi olduktan sonra  geçmişiyle,  ecdadıyla doğup büyüdüğü yerle  irtibatı koparıyor. Ayakları yere basmayan bir nesil zuhur ediyor. Oysa biz, kökü mazide olan bir nesil olmalıyız diyorduk.
     Biz, Namık Kemal'in ifadesiyle doğup büyüdüğümüz yeri güzel olduğu için değil bizim olduğu için severiz.  Ne olursa olsun bizim olan güzeldir;  güzel olan bizim değildir.
    Yöresel kültürü, dolayısıyla yöresel kelimeleri öğrenmek   aidiyet ve mensubiyet duygularını geliştirir ve pekiştirir. Bu kelimeler sayesinde öğrencilerin doğup büyüdükleri  yerlere karşı bağlılıkları ve sorumlulukları artar.
    Proje, sosyal bir sorumluluğu ifade ediyor. Doğup büyüdüğümüz, havasını teneffüs ettiğimiz, suyunu içtiğimiz coğrafyaya sadakati ifade ediyor. Bir kimlik ve kişilik sahibi olmayı ifade ediyor.
    Buradan hareketle    hepimizin bildiği '' pin'' kelimesi  sadece kümes demek değildir.  Onun çok daha ötesinde bir kültürdür, bir kimliktir, bir paroladır.     
    Yeni nesillere yöresel kültürümüzü ne kadar öğretirsek yöremize bağlılığı da o derece artırmış oluruz.     
    Yöreseli hor görenler evrensel hiç olamazlar.
    Acizane ismimin de geçtiği böyle anlamlı bir projeye imza attıkları için  başta  genç meslektaşım Emrullah Şavlığ' ve öğrencilerini tebrik ediyorum.
    Unutmayalım ki  biz ne harabiyiz, ne harabatiyiz; kökü mazide olan bir atiyiz.