Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Zeki ORDU


FİDAN


Umutlar hayallerin gerçeğe dönüşmesinin bir basamağıdır.

?İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar? diyor şair. Hayalin önündeki engel, hayatın önündeki engel gibidir.

Kendimizle ruh halimiz arasında dili, ?yazılı namesi?, ?terennüm edilen nağmesi? olmayan; izahı zor ve hiçbir zaman vazgeçemediğimiz hayallerimiz vardır.


Bizi belki de hayata bağlayan ?şey?dir hayallerimiz. O umuda açılan pencere; umuda adım atılan eşiktir. Gerçeğin bir berisidir.


Her meyve bir hayal ise, her tohum bir umuttur. Her fidan umuda giden yol?


Her bahar yeşermiş bir fidan sadece o yılın değil yılların hayalini gerçek kılacaktır.


Fidan?


Bir bitkinin belki de huzur veren halidir. Yeşermiş bir sürgün bazen bir dal, bazen bir ağacın habercisidir. Hiç kimse bir fidana zarar vermez. Vermek istemez. Bir fidan bir yere dikildiğinde koruma altına alınan tek halidir bitkinin. Hani o sağa sola dikilmiş fidanların korumaları vardır ya
üçgen biçiminde; sadece içindekini koruma amacıyla yapılmıştır.


Herkes bilir ki bir fidan genç bir bitkidir. Siz tarlaya ektiğiniz tohumların çimlenip yeşereceğini önceden bilemezsiniz. Zaten bazıları toprak altında kalır. Bir ağaç ise sıradandır. Diğer ağaçlar gibi. Çiçek meyvenin ilk hali, meyve de sadece ?fayda?dır insanoğlu için.

Fidan öyle mi ya?

O umut, o neşe, o bir hayalin gerçekleşmesinin bir basamağı, o gençlik, o hayattır.


Yaprağının her açışı, boyunun her büyümesi yaşama sevincine katkı sağlar insanlar için. Tohumdan meyveye giden yoldur.


Tohumdan tohuma giden yoldur.


Hayallerin umuda dönüşümüdür.


Fidan için çok benzetme yapılmıştır. Hiç kimse ?tohum gibi?, ?ağaç gibi?, tabirini kullanmaz. Olsa olsa ?dal gibi? ifadesi kullanılır. O da fidanın bir benzeridir zaten.


Çoğu zaman sevdiklerimizin boyunu fidana benzetiriz. ?Boyu fidana benzer, fidan boylu? gibi.


?Kurusa fidanım güllerim solsa?


Diye başlayan bir Kırşehir türküsü var. Duyan duymuştur. Ama ?Kurusa ağacım? ifadesi kullanılmıyor. Neden? Çünkü daha taze ve hayatının baharında olan her şeyi anlatıyor. Bir ağacın kuruması hepimize normal gelirken, bir fidanın kuruması daha hüzün verici geliyor. Fidanla yeteri kadar
ilgilenilmemiş gibi kusuru başka yerde bile arıyoruz.


Yine aynı türküde:


?Yaprakların gazel olsa dökülse


Daha taze fidan dalımsın benim?


Mısraları sevgiliyi, solmuş yaprak bile olsa yine ?fidana? benzetiyor. Hala kendisi için canlılığını hatta büyüyüp gelişmesini devam ettiğini düşünüyor. Veya öyle arzu ediyor.


Fidan:


Hayat belirtisi?

Umut?

Sevgi...

Sevgili?


Gelecek?


Neşe?


Ve?


Topyekûn aşktır.


Fidanlarınızı sevin ve koruyun!


Elinizden geldiği kadar...


Bizim fidanlarımız güzeldir.