Merhum Mahir Kaynak´ın bir tespiti ile başlamak istiyorum yazıma."Bir terör olayını veya sabotajın failini belirlemek için, bu eylemden kim kar, kim zarar görürü takip etmek gerekir "demiştir.
Önceki gün devletimizin başkenti, Ankara´nın göbeğinde binlerce kişi "barış" derken katliamı yaşadılar.
7 Haziran´dan sonra güzel ülkemizin her yanı kan gölüne döndü. Komşudaki ateş bizleri de yakmaya devam ediyor. Ortaya çıkan "kan kokusu" ve duman tüm Türkiye´ye yayılıyor. Dudaklar titriyor, insan ne söyleyeceğini bilemiyor.
Türkiye daha önce de adice işlenen cinayet ve terörü görmüştü?
Ancak, başkentte şerefsizce yapılan böyle bir vahşeti ilk defa görüyor.
İnsanın gözleri manzaraya inanamıyor. Paramparça olmuş insanlar, çelik bilyelerin birbirinden ayırdığı eller?
Feryatlara kulaklar dayanmıyor!
Aklımın ret ettiği kalleşliği tarif etmekte zorlanıyorum.
Türkiye´nin Başkentinde yüreğimize saplanan bir hançer bu?
Manzaraya bakınca "alçaklık" diz boyu hangisini yazayım?
Acı olan gerçek terör artık Ankara´ya ulaşmıştır?
Terör virüsünün başkente kadar gelmesinin sorumlusu kim?
Zorbalık başkentin göbeğine gelene kadar istihbarat nerede?
Miting meydanlarında halen yüksek perdeden nutuk atanlar neredesiniz?
Süreç diyenler, çözüm diyenler neredesiniz?
Liderler, neden ateşi söndürmek için el ele vermiyorsunuz?
Şimdi değilse ne zaman?
Ey akil adamlar neredesiniz?
Bombayla, terörle, zorbalıkla nasıl barış olacak?
Bu saldırı sadece orada ölenlere değil, kardeşliğe, insanlığa yapıldı.
Terörün lanet yüzü Sıhhiye´de gözükürken, nefreti Türkiye´ye yayıldı.
Bu virüsün yayılması mutlaka önlenmeli?
Kanlı teröre lanet olsun. Ülkemizin birlik beraberliğini bozmak isteyenlere lanet olsun. Güvenlik güçlerimize karşı, her türlü saldırıyı yapanlara lanet olsun. Onlara yapılan saldırıları kınamayanlara,lanetlemeyenlere de lanet olsun.
Milletimizin başı sağ olsun?
