Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

B.Rahmi ÖZEN


GAYRETKEŞ BİR ÖĞRETMEN

GAYRETKEŞ BİR ÖĞRETMEN


Muallimim diyen olmak gerektir imarlı

Edepli, sonra liyakatli sonra vicdanlı

Bu dördü olmadan olmaz: vazife çünkü büyük…’

                                                        M. AKİF

 

Öğretmenlik, bir sanat ve liyakat mesleğidir.

Bu mesleği icra edecek kimselerin tek başına eğitim alıp bir üniversiteyi bitirmesi yeterli değildir. Mesleğin kendine has etik ilkeleri vardır. Bu meslek erbabının her ferdinin yaşadığı toplum içinde gerek öğrencileri, gerekse birlikte yaşadığı toplum tarafından milli bir ruh ve ahlak örneği alınması gerektir.

Öğretmen, bilgi ve donanımıyla, yaşam tarzı ve kullandığı üslup ve dil ile kültür ve medeniyet krizine çözüm bulan örnek adamdır. Milli ruh ile birlikte dilin ve üslubun korunmasındaki rolü; tıpkı vatan ve derin değerlerin korunmasına sağladığı katkı kadar önemlidir.

Öğrencilerine yararlı olmak için gece gündüz didinen bu gayretkeş meslek erbabının, Akif’in; ‘Fen diyarından sızan namütenahi pınarı / Hem için, hem getirin yurda o nafi pınarı:’ dediği gibi olması gerektir. Bu, millet olarak çok büyük ihtiyacımızdır. Bu ihtiyaç tamamlanmadan öteki ihtiyaçlar tamamlansa da eksiktir, noksandır.

Bu minvalden bakınca güzel Terme’mizin münbit toprağı tarih boyu hep güzel insanlar yetiştirmiştir. İşte o güzel insan silsilesinden biri de Edebiyat Öğretmeni gayretkeş insan Ahmet Sezgin’dir. 2020 yılı itibariyle Türk Edebiyatına, öğrencisinden öğretmenine, kültür ve meslek erbabından sanat erbabına; Ortaokullar İçin Hikâye Seçkisi’, ‘Kırk Yazardan Kırk Hikâye’, ‘Dil Davamız Türkçenin Feryadı.’ isimli 3 derleme eser kazandırmıştır. Kutlarım.

Öğretmenliğin yanında mesleğe başladığı günden beri sanat ve edebiyattan hiç elini çekmeyen yazarın bundan önceki bir telif eseriyle inceleme ve araştırmaya dayanan iki eseri konuları ve muhteva ve tematikleri yönünden oldukça yararlı ve takdire şayan eserlerdi.

Meslekte başkaları meta yolunu seçerken A. Sezgin Hocanın Türk Edebiyatına yaptığı çok yararlı ve değerli çalışmaları tebrike değerdir.

‘Kırk Yazardan Kırk Hikâye’ adlı esere çocuklarımızın zihni, ruhi, milli ve sosyal gelişimlerine uygun insani ve evrensel değerleri işleyen yazarlarımızın güzel hikâyelerinden bir demet seçki yapan Sezgin Hoca, yavrularımızın vicdan, karakter ve değerler eğitimi açısından doğruyu buluş, gerçeğe eriş ve seçme kabiliyeti ve derin değerleri benimseme açısından kim ne derse desin onun çok büyük bir konuya el attığını söylemek boynumun borcudur derim.

Eğitim çağındaki yavrularımızın dil gelişimine ve kutlu değerleri tanımasına ve benimsemesine büyük ihtiyaçları vardır. Sezgin Hocamızın seçtiği hikâyeler hem dil gelişimi açısından, hem de hayallerin gelişimleri açısından önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Çünkü hikâyelerin konuları genelde her devirde insanlığı muhtaç olduğu; sevgi, saygı, merhamet, nezaket, edep, dostluk, kardeşlik, doğa sevgisi, aile bağları, iyilik duygusu, vefa, sadakat, şefkat, yardımseverlik gibi her asırda muhtaç olduğumuz erdemli konuları içermektedir.

Bu çalışma Türk Milli Eğitimine büyük bir katkıdır. Büyük bir boşluğu doldurmuştur.

‘Ortaokullar İçin Hikâye Seçkisi’ adlı eser için de aynı şeyleri söylerken yıllarını eğitime heba etmiş bir öğretmen olarak bu öykülerin tematik açıdan milli, manevi ve evrensel değerleri işlemeleri sevgili yavrularımızın bir olay karşısında karar verme aşamasındaki bakış açılarına doğru bir yol açacağına ve yön vereceğine inanıyorum.

Yazarları bu öykülerde genelde dil zevki verirken insanlığın muhtaç olduğu derin değerleri tematiğe odaklamaları açısından okuyucularına kazandıracakları çok şeylerin var olduğuna inanıyorum. Umuyorum ki her okuyucu bir solukta zevkle okuyacak ve okuma tadını tadacaktır. Çocuklarımızın dil, kültür ve evrensel değerlerinin gelişimine katkı sağlayacaktır. Türk Edebiyatına hayırlı olsun.