Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Mehmet TÜRKAN


GAZEL


Gazel, divan edebiyatının önemli türlerinden biridir. Bu haftaki yazımda hem kısa bir gazel bilgisi hem de bir gazelimi paylaşmak istedim.

            Gazel, divan şiiri nazım şekillerindendir. Kelime olarak kadınlarla âşıkâne sohbet etmek, konuşmak anlamına gelir. Terim olarak aşk, şarap, tabiat ve kadın konularını işleyen şiirlere denir. Buradaki aş ve şarap, tabiat kadın konularının tasavvufi anlamda da sıkça kullanıldığı, sevgilinin Allah, şarabın insanı kendinden geçiren ilahi aşk, sakinin aydınlatan yol gösteren mürşit olduğunu da unutmamak gerekir. Kendi başına bir nazım şekli olarak, İran ve Türk Edebiyatı´nda ortaya çıkan gazel, beyitler halinde yazılır ve beyit sayısı beş ile on beş arasında değişir.

Türk Divan Edebiyatı´nda; çok yaygın olarak kullanılan bir nazım şeklidir. Hemen hemen aruz´un her kalıbıyla yazılır. Birinci beyit kendi arasında kafiyeli, diğer beyitlerin birinci mısraları serbest, ikinci mısraları birinci beyit ile kafiyelidir.

Gazelin ilk beyitine matla, son beyitine makta adı verilir. Matla beyitinden sonra gelen beyite hüsn-i matla, makta beyiti´nden bir önceki beyite ise hüsn-i makta denir. En güzel beyitine beyt´ül gazel, beyitleri arasında konu birliği bulunan gazellere yek-ahenk gazel, her beyiti aynı mükemmellikte söylenmiş olan gazellere ise yek-avaz gazel denir. Mısra sonlarındaki kafiyelerden ayn olarak "mısra içlerinde de kafiye bulunan gazellere musammat gazel adı verilir. Değişik konularda yazılmış olmakla beraber, gazeller genellikle birer aşk şiirleridir. Sevgi bitmez tükenmez temasıdır. Gazellerin isimlendirilmeleri ya rediflerine göre veya ilk mısralarına göre olur. İlla da bir ad vermek zorunlu değildir.

BİR GAZEL ÖRNEĞİ

 

Bir selâm gönder o yâre cânıma cânanıma,

Bir vefâ göster bu suz-i dile efgânıma.

 

Bir neyin nâlişi nar olsun yürekler yansın ah!..

Yâr!.. diyerek zikr-i cânândan bu cânım yansın ah!..

 

Gönlü püryân, yurdu pâyân, yâr-ı bîcan yerine,

Sevgi gönder, sevdâ gönder kıyl u kaller yerine.

 

Yandı gönlüm oldu mecnun fasl-ı bahâr derdine,

Sevgi söyler, sevda söyler gül-i handân derdine.

 

Yâ İlahî,  bir çıkış göster ki güller yanmasın,

Yeniden gönülde güller açsın âhlar kalmasın.

 

Hârı gül eyler bu gözler, eyle Mehmed hep niyaz,

Çok hüküm sürse de zulmet, bir gün erer gene yaz.

 

(Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün)