Âhımızın üstünden nurla doğan geceler
Talihlere vurulan birer fermân geceler
Her güneşle batar mı aşkı doğurandır
Gönlü ayla, yıldızla güle saran geceler
Sessizce gönüllere aşkın mührünü vurur
Bu gönüller yurdunda hep Süleymân geceler
Her kapanan perdenin ötesinde sen varsın
Her yüreğin altında gizli devrân geceler
Hesabına geçerim yaralı yüreğimin
Gönlümdeki yarayla yâre sızan geceler
Bazen gökleri verir bazen zulmete boğar
Bu divane gönülle aşka hayrân geceler
Bülbüllerin sesine serinliğini serip
Çiçeklerle güllerle her dem yeksân geceler
Uzanarak sızıyı savursam sessizliğe
Yaralı gönülleri eder püryan geceler
Ne anlar ağlamaktan sevdayı bilmez kişi
Şeb-i Yelda dertliye her an biten geceler
Derin bir muammadır bütün cihânı kaplar
Kimine düşman olur aşka sultân geceler
Uyur mu hiç seherde gönül ehli olanlar
Her gönüle bir akran derde dermân geceler
Her tarafım yaradır ok deldi lime lime
Kalbimi delip geçen azgın peykân geceler
Aşk derdiyle pişmemiş biçâre gönüllere
Günün sonuyla gelen birer zindân geceler
Ah!.. edip ağlar Mecnun, Ferhat Şirin´i gözler
Her aşığın bağrında sâdık yâran geceler
Severim geceleri Yunusla fenâ bulup
Rabbini bilenlere daim nurdân geceler
Derbeder bir kuluyum Mevla´yadır niyazım
Her çekilen şükürle Rabbe varan geceler
Bülbülüyüm güllerin bunca diken içinde
Mehmedim seherlerle sana seyrân geceler