Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Yılmaz İMANLIK


GENÇLİĞE HİTABE

GENÇLİĞE HİTABE


    Sevgili Gençler,
    Ne mutlu bize ki tarihin akışını değiştiren bir şehrin havasını teneffüs ediyoruz. Milletimizi bahara kavuşturan çiçeklerin ilk tohumlarının ekildiği, azim ve inançla büyütüldüğü bir şehirde yaşamaktan ne kadar gurur duysak azdır. Bütün olumsuzluklara rağmen kurtuluş meşalesinin ateşlendiği, ülkemizin üstüne çöken kapkara bulutların arasından batmayacak bir güneşin doğduğu bir şehirdeyiz. Ne mutlu bize! Düşmandan önce düşman karşısında korku, ümitsizlik, olumsuzluk bu şehirde denize döküldü...
    Güneş Karadeniz ufuklarından sapsarı yüzünü gösterirken genç bir vatanseverin gözlerindeki ışıkla adeta kardeş gibiydi. Ne güneş, bir daha batmak istiyor ne de Mustafa Kemal’in gözlerindeki ışık sönmek istiyordu. Ülkemiz tamamen bağımsızlığa kavuşmadan, topraklarımızda düşmandan kalan bütün izler silinmeden sönmemeye ant içmişti. Asıl ışık onun kalbindeydi; gözlerindeki ışık, içindeki parlak günlerin bir yansımasıydı. İşte Atatürk Türk milletinin silahtan önce zaferin ışığını kalplerinde hissetmelerini sağladı. Bunu başardıktan sonra gerisi kolaydı. Bağımsızlık gülümüzün etrafını saran ayrık otları bir bir temizlenmeden ışıklar sönmeyecekti. Düşman yalnızca Karadeniz’de değil Türk milletinin gözlerindeki kararlılık ve azmin girdabında boğulmalı ve tarihin derinliklerinde kaybolmalıydı. İşte bu yüzden Samsun bağımsızlık mücadelesinde tarihin dokusunu değiştiren en önemli şehir olma özelliğine sahiptir.
    Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir.” diye hitap ettiği Samsun’un güzide gençleri!
    Size bırakılan emanet sadece bir şehir değil, Türk milletinin bağımsızlığı, azim ve kararlılığını taşıyan ruhu korumak, gözetmek; kaybolmasını engellemektir. Biliniz ki, sizlerde bu ruh olduğu müddetçe hiçbir düşmanın kirli ayakları tertemiz toprağımıza basmaya cesaret edemeyecektir. Türk gençliği gerektiğinde vatanını korumak için yapılması gereken bütün fedakârlıkları yapmalıdır. Sizler “Önce Vatan!” diyen bir karaktere sahip olmalısınız. Çalışkanlığınızla, vatan sevginizle insanlara örnek olmalısınız.
    Atatürk’ü sevmek, onun emanetine, ilke ve inkılâplarına sahip çıkmak; işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak yalnızca sözle olmaz. Gerektiğinde alın teriniz toprağa düşerek şehitlerimizin kanıyla kucaklaşmalıdır. Onlar alın terinizden bilirler ne kadar çalıştığınızı. Şair şu dizelerle ne güzel anlatıyor Atatürk’ün siz gençlerden beklentilerini:
    Yaşatıyor musun devrimlerimi,
    Götürebiliyor musun yeniçağlara?
    Yazıyı, kılığı, hür düşünceyi
    Örnek ediyor musun uluslara?
    Atabiliyor musun zihinlerden
    Softalık, gerilik, tüm karanlığı?
    Adın var mı en yeni buluşlarda?
    Köye sokabildin mi aydınlığı?
    Sevebiliyor musun düşmanını?
    Bolluk mu bir uçtan bir uca vatan?
    Derim ki yolumda yürüyorsunuz,
    Büyüğünden küçüğüne o zaman...
    Gençlerimiz iyi bilmelidir ki, üzerinde yaşadığımız toprakların bir karışının bile, bizden beklentileri vardır. Bu toprakların en küçük zerresinde kötülük biterse, bir karışına bile düşman ayağı değerse ,bunun vebali atalarımızın kemiklerini sızlatacaktır.
    Sizler vatanımızın yılmaz bekçileri!
    19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan bağımsızlık meşalesinin sonsuza kadar yanması için canla başla çalışacağınıza inanıyorum. Sizler var oldukça, Türk milleti var oldukça ülkemiz karanlık günlere bir daha dönmeyecektir.