Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

B.Rahmi ÖZEN


GİDER OLDUK DOSTUMUZA

GİDER OLDUK DOSTUMUZA


    'Gider olduk Dost'umuza; eremedik kastımıza
    Namaz için üstümüze duranlara selam olsun.'
                                                               Yunus

   Hicran… 
    Karaçalı'nın dilberi Yusuf ve toprağı… Pir'imin gülşenindeki kuşlar, Karaçalı'da. Bütün kuşların dili, Yusuf aşkıyla Yunusça şakıyor. 
    Bütün gök kuşları, Karaçalı'ya kanatlarını çırparak gelmiş. Dil mercanının incileri, yaratılmışların yaratılış sırrına dokunuyor. Söz sanatının incelikleri, varlığın özüne insandan öte uzanıyor. Onun dilinde söz, en olgun, en derin, en anlamlı demini yaşıyor. Söz, gök kuşlarıyla büyük hedefine dua ve zikir çizgisinde yüceliyor. 
    Yusuf'un yaşı. Serapa bir ufuk özlemidir, yaşadığı dem… Yani sonsuzluk… Siz ebedilik deyin…    
    'Her güzel binanın viran olası bir günü vardır,' demişti, İbrahim. Erenler anlayası, gerisini… 
    Bir metafizik ürpertidir, Yusuf'un ruhundan sökün eden. Parlayan, ışık saçan ve çok öteleri gören gözlerinin önünde kılıç gibi yükseliyor, koca dağlar. Dilinden düşmüyor, üstadından öğrendiği zikir:
    'Sensin Kerim, sensin Rahim; Allah sana sundum elim!
    Senden artık yoktur emin; Allah sana sundum elim!
    Ecel geldi, vade erdi; bu ömrüm kadehi doldu!
    Kimdir ki içmedi, kaldı; Allah sana sundum elim!’
    En derunî bülbül sesleri, hassaslaşan kulağının östakisine Pir'imin gülşeninden geliyor. Kâinatın bütün seslerine koro şefliğinde eşlik ediyor Yunusça şakıyan güher dili: 
    'Şol cennetin ırmakları akar Allah deyi deyu
    Çıkmış İslam bülbülleri, öter Allah deyi deyu.’
    Gözlerinin önündedir, hazırladığı metafizik yurdu. İnce ruhu ve tatlı dilidir gördüklerini enfes tasvir eden altın kalem… Andolsun o kalemin kudretine ki; asırları hayran ediyor, kendine. Andolsun o dile; Allah diye aşkı terennüm eylediğinde… 
    İnci mercan söz bölükleriyle önüne serilen nimetleri tasvir deminde şol firuze mısralar şekilleniyor, Yunusça şeker dilinde:
Salınır Tuba dalları, Kur'an okur hem dilleri 
Cennet bağının gülleri; kokar Allah deyu deyu 
Kimi yiyip kimi içer, hep melekler rahmet saçar 
İdris nebi hülle biçer, diker Allah deyu deyu 
Altındandır direkleri, gümüştendir yaprakları 
Uzandıkça budakları, biter Allah deyu deyu 
Aydan arıdır yüzleri, misk ü amberdir sözleri 
Cennette huri kızları, gezer Allah deyu deyu 
Hakk'a âşık olan kişi, akar gözlerinin yaşı 
Pür-nur olur içi dışı, söyler Allah deyu deyu 
Ne dilersen Hak'tan dile, kılavuz ol doğru yola
Bülbül âşık olmuş güle, öter Allah deyu deyu 
Açıldı gökler kapısı, rahmetle doldu hepisi 
Sekiz cennetin kapısı, açar Allah deyu deyu
Rıdvan'dürür kapı açan, İdris'dürür hulle biçen 
Kevser şarabını içen, kanar Allah deyu deyu 
Miskin Yunus var yâr'ine, koma bugünü yarına 
Yarın Hakk'ın divanına varır Allah deyu deyu