Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


GİREBİ

GİREBİ


Bizim köyde her evin ‘olmazsa olmaz’larındandır girebi.

Bugünden değil; çocukluğumun, gençliğimin bir bölümünün geçtiği Beşikdüzü’nün Şahmelik Köyü’nden söz ediyorum.

Eğer bugün bakmak isterseniz, bizim zamanımıza ait pek fazla bir şey bulamazsınız köylerde. Devir değişmiş, değişen devirle birlikte anlayış değişmiş, gelenekler ve adetler de değişmiştir. “Değişmiş” demek, mevcut durumu tam olarak anlatmaya yetmeyebilir. Örf ve âdetlerden al da kılık kıyafete kadar eskiye ait ele gelir pek bir şey kalmamıştır!

İşte o günlerde köyümüzde ahırında büyükbaş hayvan beslemeyen aile bulunmadığı gibi, girebisi olmayan aile de yoktu. Hatta bazı evlerde 1’den fazla girebi bulunurdu.

Peki nedir girebi?

Girebi; baltanın küçüğü, nacağın farklı kılığa bürünmüş halidir.

Girebinin kafası demirden, sapı ağaçtandır.

Baltaya göre hafiftir, zariftir. Elde de taşınır, kolun altında da. Hatta uzunlamasına beline koyup, dirseklerini birer tarafından geçirip destek alarak yürümek de kişinin kariyerine ayrı bir hava katar!

Ailede onun yeri başkadır. “Evin başköşesini işgal etmiştir” diyemesek de, evden çıkarken hemen bulunabilecek bir yerdedir. Balta-nacak sapı girebilecek şekilde oyulmuş, bugün 5x10 denilen bir cablama giriş kapısının arkasına duvara dikine yerleştirilmiştir. Ki, kapıdan çıkacak olan elini atınca girebiye ulaşabilsin.

Diğer kesici ev aletleri gibi o da arada bir köstereye çekilir.

Köstere ne midir? O da ayrı bir yazı konusu olabilir. O konuya girmeden kısaca söyleyeyim; balta, nacak, bıçak, orak gibi kesici âletleri bilemeye yarayan yuvarlak bileyi taşıdır.

Girebi öncelikle bir tarım âletidir. Onsuz bağa bahçeye gidilmez.

Bağda bahçedeki tikenler onunla temizlenir. Fındık ocağı, ışkılarından ve gereksiz dallarından onunla ayıklanır. Ağaçlar onunla budanır, alaf yapılır.

Girebi aynı zamanda bir silâhtır. Barutu mermisi, topu havanı olmayan bir silâh. Yanlış anlaşılmasın, öldürmeye değil savunmaya yönelik bir silahtır. Karadeniz’de evler dağınıktır. Bir evden diğerine giderken bile netameli yerlerden geçmek gerekebilir. Yolda karşına çıkması muhtemel tehlikelere karşı bir savunma aracıdır girebi.

Girebi, yola gidenin yol arkadaşıdır.

“Girebiyi erkekler taşır” desek de kadınlar girebiye uzak değildir. Yalnız başına evinden uzakta bir yere gidiyorsa, hele de kuytu ve tenha bölgelerden geçecekse, az da olsa karşısına çıkabilecek dilinde zehir, kalbinde fenalık taşıyan bir erkeğe rastlama ihtimali vardır. İşte o zaman “Sen beni biliyor musun hiç? Bir vuruşta şuracıkta kafanı keserim de kimseler duymaz!” diyebilmek için, evden çıkarken koltuğunun altına sıkıştırır yahut beline yerleştirir girebiyi, Karadeniz kadını. Girebi onun için bir güvencedir.

Ben bu yörede girebiye rastlamadım. Onun yerine el tırpanı kullanılıyor.

Yaşı 60’ın üstünde olanlar hatırlayacaktır. Televizyonların olmadığı dönemlerde radyoda sabah programları yapan Zeki Müren, “Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun, sevgili şoför kardeşlerim” diyerek sözüne başlardı.

Ben de “Vatan sevgisi kalbinizden, Besmele dilinizden, girebi elinizden düşmesin, sevgili köylü kardeşlerim” diyorum.