Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Giresun´un Evleri


Bu yazımızda, Ordu-Giresun gezimizle ilgili izlenimlere devam edeceğiz.

Ordu Eğitim Fakültesi´nden sonra sırada İlahiyat Fakültesi var. İlahiyat Fakültesi henüz kendi binasına kavuşamamış. Eğitim Fakültesi´nde derslikleri var. İdare bölümü ise başka binada. Aradığımız Öğretim Görevlisi Şevket Bekdemir´in bu binada dersi varmış. Kendisini sınıfta ders anlatırken buldum.

Şevket Bey´i, Terme İlköğretim Okulu´nda müdür yardımcısıyken tanımıştım. Sonra Terme Sağlık Meslek Lisesi´ne müdür oldu. Oradan da, sınavları kazanarak Ordu Üniversitesi´ne geçti. Şevket Bey bizi sıcak karşıladı. Fakat dersini yeterli süre takip edemedik. Saat 12.00 olmuş ders de sona ermişti.

Öğle yemeği için Ordu´ya geri dönmeyip Piraziz´e yöneldik. Çünkü gezmeyi planladığımız Sağlık Bilimleri Fakültesi Piraziz´deydi.

Fakülte´de bizi Dekan Yardımcısı Şule Kırca ile Ebelik Bölüm Başkanı Çağla Yiğitbaş karşıladı. Bize fakülteyi gezdirdiler ve bilgiler verdiler. Fakülte, Giresun Üniversitesi´ne bağlı. Üniversite yerleşkesindeki binası tamamlanmadığından geçici olarak burada hizmet veriyor. Çalışmalar yolunda giderse 2018-2019 sezonunda kendi binasında eğitim verebilecekmiş. Öğrencilerimizden ikisi, bu fakülteyi tercih edeceklerini söylediler. Bu, gezimizin amacına ulaştığını gösteriyor.

Oradan üniversitenin, Giresun merkezdeki ana yerleşkesine geçiyoruz. Eğitim Fakültesi bahçesinde, Halkla İlişkiler Koordinatörü Seyfi Göktekin´in bize tahsis ettiği görevli bizi bulmadan eski öğrencilerimiz bizi buldu: Bülent Çavuşoğlu Anadolu Lisesi´nden öğrencim Ayşe Gedük ve Terme Lisesi eski mezunlarından komşumuzun kızı Gülşah Okutan. İkisi de Eğitim Fakültesi´nin farklı bölümlerinde okuyorlar. Bir de habersiz karşılaştığımız öğrencilerimiz oldu. BÇAL´den Alime Kurt ve bizim geçen seneki mezunlarımızdan Eda Yılmaz. Onlarla kısa süreli sohbet ettik.

Halkla İlişkilerden sorumlu Ömer Karataş bize Eğitim Fakültesi´ni etraflıca gezdirdi. Kimyadan fiziğe, biyolojiden bilgisayara kadar kaç laboratuar gezdik ben de sayamadım. Kısa sürede bu kadar laboratuara girmek bizimkileri de bıktırmıştı. Ama bir isteklerini hep seslendirdiler: Bir anfi görmek! Çünkü şimdiye kadar hep liselerdeki sınıf tipi derslikleri görmüş ve oralarda ders takip etmiştik. Nihayet Ömer Bey bizi bir anfiyle tanıştırdı(!) da bizimkiler rahatladılar.

Üniversiteden ayrılmak öğrencileri daha da rahatlattı. Çünkü sırada gezi bölümü vardı. Önce Giresun Kalesine çıktık. Eskiden kaleye meydandan yukarı çıkıyorduk. Şimdi bu yol kapatılmış. Daha doğuya doğru giderek Emniyet Müdürlüğü´nü de geçtikten hayli sonra sağa dönerek farklı bir yoldan kaleye çıktık.

Kaleye çıkmıştık ama vakit ilerlemiş, güneş de ufka yaklaşmıştı. Başta Topal Osman´ın mezarı olmak üzere kaleyi hızlıca gezdik. Öğrencilerin çoğu Topal Osman adını ilk defa duyuyor. Bu açıdan da gezinin bir hayra vesile olduğunu düşünüyorum.

Bu gezinin amacı, üniversiteleri gezmek ve çeşitli fakülteleri tanımaktı. Biz öyle biliyorduk. Meğer öğrencilere göre bir amacı daha varmış: Bir lunaparka uğramak! Biz ne kadar ?Proğramda böyle bir bölüm yok? desek de onlar gezinin her safhasında ısrarla bu isteklerini dile getirdiler. Aslında ben lunaparka karşı değildim.

Öğrencilerin mutluluğu benim de mutluluğum olacaktı. Lâkin lunaparkta eğlencenin zaman zaman üzücü sonuçlara yol açtığını duyuyorduk. Bununla birlikte riski göze alarak onlara bu imkanı tanımaya karar verdik. Bunu da Fatsa´da gerçekleştirdik. İznimiz, herkesin sadece birer eğlenme hakkı ile sınırlı olmasına rağmen, onlar allem etiler kalem ettiler ikinciyi de kullandılar. Hatta üçüncüye teşebbüs edenleri de görmedim değil.

Fatsa´dan hareket ettiğimizde, öğretmenler dahil otobüste herkesin yüzü gülüyordu. Gezilerin bir amacı da bu değil mi?

Kimsenin burnu kanamadan Terme´ye döndüğümüzde, ?Rabbimize bir şükür borcumuz var? dedim.

* * *

Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.